Cumartesi, Kasım 23, 2024

Çevreyi Koru, Kazancını Artır

“Piyasa karbon salımını azaltanları ödüllendirecek”

Mahmutoğlu, “Tarım sektörü, bu durumdan en çok etkilenen alanlardan biridir. Üstelik iklim değişikliğine de en fazla katkı sağlayan sektörlerden biridir. Tarım dünyada enerji sektöründen sonra yaklaşık yüzde 13’lük payı ile karbon salımı yapan ikinci sektördür” dedi.

Tarımı aynı zamanda çözümün de önemli bir parçası olarak gösteren Berrin Mahmutoğlu, bu noktada, Avrupa Yeşil Mutabakatı büyük önem taşıdığına değinerek, “Yeşil Mutabakat, Avrupa’nın 2050 yılına kadar iklim nötr bir kıta olmasını hedefleyen stratejisidir. Yeşil Mutabakat kapsamında kısa vadeli hedefler için ‘55’e uyum paketi’ ve karbon azaltımını sağlayan Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) gibi mekanizmalar oluşturuldu” şeklinde konuştu.

“SKDM ile 2026’dan sonra Avrupa ihracatı etkilenecek”

ETS kapsamındaki şirketlerin her yıl saldıkları sera gazı miktarını kontrol etmek için bir kota sistemi kullandığını sözlerine ekleyen Mahmutoğlu, “Şirketlere, yıllık olarak ne kadar emisyon salabileceklerini sınırlayan bir emisyon kotası verilir. Her işletme, karbon salımı yapabilmek için emisyon izni bulundurmak zorundadır. Bir izin, bir ton karbondioksit ya da eşdeğeri sera gazı anlamına gelir.

Eğer bir şirket, tahsis edilen izinlerden daha az karbon salarsa, elindeki fazla izni başka şirketlere satabilir. Bu da onlara ek gelir elde etme fırsatı sunar. Tam tersi bir durumda ise yani tahsis edilen izinden daha fazla karbon salarsa, ETS piyasasından ek izin satın almak zorunda kalır. Bu piyasa mekanizması, karbon salımını azaltan şirketleri ödüllendirirken, daha fazla karbon salan şirketleri ise cezalandırır” diyerek sistemin işleyişi hakkında bilgi verdi.

Sürdürülebilir Tarım

İklim değişikliği ve sürdürüle­bilirlik konusuna dikkat çek­meyi ve bu alanlarda toplumsal farkındalığı artırma hedefiy­le zirveler düzenlediklerini be­lirten DÜNYA Gazetesi CEO’su Burcu Kösem, tarım sektörü ve su kaynaklarının geleceği için ge­rekli önlemlerin bir an önce uy­gulamaya geçirilmesinin haya­ti önemi bulunduğunu söyledi.

“Tarım arazilerimizin yarısı kuraklık riski taşıyor”

Burcu Kösem, Türkiye’nin tüm tarım arazilerinin yüzde 50’sinin kuraklık riski ile karşı karşıya ol­duğuna dikkat çekti.

“Stratejiler gerçekleştirilmeli”

Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaşanan iklim değişikliğinin su kaynaklarını tehdit eden bir di­zi sorunu beraberinde getirdiği­ni hatırlatan Burcu Kösem, Tür­kiye’de son 50 yılda ortalama sı­caklığın 1,5 derece arttığını ve bu trendin devam etmesinin beklen­diğini hatırlattı.

Kösem, “Özellik­le, 2023 yılında, Türkiye’nin ba­zı bölgelerinde yıllık yağış mikta­rında yüzde 30’a varan düşüşler gözlemlendi. Su kaynaklarının azalması ve tarım alanlarının ku­raklaşması, yalnızca çevresel de­ğil, aynı zamanda ekonomik açı­dan da ciddi sonuçlar doğuruyor. Dünya genelinde su kıtlığı çeken bölge sayısı 2023 yılında 2,3 mil­yara ulaştı ve bu rakamın 2050 yılına kadar 3,5 milyarı geçmesi bekleniyor.

Bu bağlamda, Türki­ye ekonomisinin tarım ve su kay­nakları alanında yaşanan sorun­larla nasıl başa çıkabileceğine da­ir stratejiler geliştirmek ve çözüm önerileri sunmak zirvemizin ana temasını oluşturmaktadır” de­di. Türkiye’nin su kaynaklarının 2023 yılı itibarıyla yüzde 40’ının tarımda kullanıldığı bilgisini pay­laşan Burcu Kösem, tarım sek­törünün her yıl ortalama yüzde 25 azalan su kaynaklarıyla karşı karşıya kaldığını belirtti. Kösem, ayrıca tarım arazilerinin yüzde 50’sinin iklim değişikliği nede­niyle gelecekte kuraklık riski ile karşı karşıya kalacağının öngö­rülmekte olduğunu söyledi. Kö­sem, “Türkiye’nin tarımsal üre­timinin yüzde 75’inin sulama ile gerçekleştirildiğini düşünürsek, su yönetiminin önemi daha da be­lirginleşiyor” şeklinde konuştu.

Daha fazlası...