İklim değişikliği, insan ırkının ve Dünya üzerindeki yaşamın karşı karşıya kaldığı en derin zorluklardan biri olarak geniş çapta kabul edilmektedir. İklim bilimcilerin belirlediği farklı faktörler arasında, 1990’dan bu yana iki katına çıkan sera gazı emisyonları, küresel iklim değişikliğine katkıda bulunan başlıca faktörlerdir.
Karbon salınımı yapan şirketler, iklim krizine önemli katkıda bulundukları için düzenleyici ve sosyal baskı altında karbon ayak izlerini azaltmaya yönelik olarak artan bir baskı altındadır. Uzun vadeli iklim değişikliği sonuçlarına ulaşabilmek için belirli firmaların neden hala bu kadar yüksek miktarda sera gazı saldığı belirlenmeli ve bu altta yatan nedenler ele alınmalıdır.
Toplum olarak şirketlerin çevreye verdiği zararları ele alırken, önleyici değil tepkisel yaklaşımlara eğilimliyiz. Kanada federal hükümetinin karbon yakalama, depolama ve uzaklaştırma yatırımları için önerilen vergi kredisinin, son zamanlarda verilen tepkisel bir örnek olduğunu söyleyebiliriz. İklim hedeflerimize ulaşmak istiyorsak, daha çok önleyici yaklaşımlara ihtiyacımız var.
Yayımlanan son bir makalede bir CEO’nun riskten kaçınma tutumunun kurumsal karbon salımlarını etkileyip etkilemediği incelenmiş. Riskten kaçınma, CEO’ların karar verme sürecinde “güvenli oynamalarının” derecesidir. Örneğin, riskten kaçınan bir CEO, uzun vadede karlı olma potansiyeline sahip olsa bile riskli yatırımlar yapmaz.
Araştırma riskten kaçınan CEO’ların daha yüksek karbon salınımına sahip firmalara öncülük etme olasılığının ilk hipotezi doğruladığını gösterdi. Karbon ayak izlerini azaltmak için yeşil projelere yatırım yapmak için gerekli cesur adımları atmaktan kaçındılar. Bunun yerine genellikle sürdürülebilirlik yerine karlılığı önceliklendiren, ahlaki olmayan fakat mantıklı kararlar aldılar.
Ekonomik açıdan bakıldığında, CEO’ların paralarını artıran sektörlere yatırım yapmaları mantıklıdır. Ancak bu sektörlere yatırım yapmak, karbon salınımının çevre ve insan hayatı üzerindeki zararlı etkileri nedeniyle ahlaki açıdan da sakıncalıdır.
Sonuç olarak cesur ve risk alan CEO’lar, kurumsal salımları azaltmak için gereken köklü değişikliklerden sorumludur. Örneğin, Maple Leaf Foods’un Başkanı ve CEO’su Michael McCain, şirketini 2019’da karbon nötr hale getirmek için cesur bir adım attı. Diğer CEO’lar da benzer şekilde hareket etmelidir.
Daha iyi bir ücretle CEO’ları cezbetmek
CEO’lar şirketlerin stratejik liderleridir ve genellikle onların ücreti şirketlerin onlar üzerindeki tek kaldıraç noktasıdır. Bu nedenle, uzun vadede bir firmanın karbon ayak izini azaltmanın en etkili yollarından biri, CEO’ları maddi tazminatlarla cezbetmektir.
Karbon ayak izi azaltma yönünde yatırım yapmanın kısa vadeli sonuçları olsa da bu durum düşük karlılık, nakit tükenmesi veya artan borç gibi sonuçlar doğurabilir. Ancak bu durum CEO ücretlerini etkilememelidir. CEO’ların çevre dostu politikaları uygulamalarından dolayı cezalandırılması yerine, onlara tazminat verilmelidir.
Kurumların ve yatırımcıların kısa vadede zarar görebileceği bir şans olsa da uzun vadede bu karşılığını verecektir. Tüketiciler, şirketlerle aynı çevreyi paylaştıklarından, çevreye saygılı davranmanın, artık tüketici kitlesinin çoğunluğunu oluşturan sürdürülebilirlik odaklı tüketicilerin desteğini kazanmasına neden olur.
Benzer şekilde, CEO’lar belirli karbon azaltma hedeflerine ulaşamadıklarında cezalandırılmalıdır. Karşı çıkanlar bazı karbon salımlarının CEO’nun kontrolü dışında olduğunu ve bunu anında değiştiremeyeceklerini belirtebilir. Bu doğru olsa da CEO’lar hala ücret kesintisi ve iş kayıpları olmadan uzun vadede emisyonları azaltmak için adımlar atabilir.
CEO’ların risk alması gerekiyor
Bulgular aşırı derecede riskten kaçınan CEO’ların sadece karbon salımlarını azaltma konusunda adım atmaktan çekinmekle kalmadığını, aynı zamanda karbon salınımı yapan firmaların çevresel zararlarını örtbas etmek için greenwash yaptıklarını göstermektedir. Greenwash yapan şirketlerin büyük karbon ayak izleri olsa da yatırımcılara kendilerini çevre dostu olarak tanıtmaktadırlar.
Karbon salımlarını etkili bir şekilde azaltmak için CEO’lar ve şirketleri, başarılı olabilir veya olmayabilir, yeşil teknolojiye yatırım yapma lehine, mevcut daha yüksek karbon salımları olan karlı girişimlerden çıkma gibi cesur, riskli adımlar atmaları gerekmektedir.
Hükümetin her seviyesindeki politika yapıcılar, endüstri düzenleyicileri ve Ontario Teachers’ Pension Plan gibi kurumsal yatırımcılar, şirketlerin CEO’lara karbon ayak izini azaltmaları karşılığında mali tazminat sağlamaları için bir araya gelmeli ve bu konuda zorunlu kılmalıdır. CEO’lar, ekmeği ve tuzu olan konuları tehlikeye girdiğinde dikkatle dinleyeceklerdir.