Uluslararası Enerji Forumu Enerji Diyaloğu Direktörü Christof Van Agt Ross, karbon yakalama ve depolama teknolojilerinin küresel karbon salımlarını azaltma hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynadığını belirtti.
Küresel enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 80’inin on yıllardır hidrokarbonlardan karşılandığına işaret eden Van Agt Ross, “Yenilenebilir kaynaklı temiz enerjiye ve elektrifikasyonun yanında daha temiz enerji taşıyıcılarına odaklanmak, yatırımcıları gereksiz düzenlemelerle oyalamak yerine, sürdürülebilir finansmanı hızlı ve kolay erişilebilir hale getirmek, daha yenilikçi ve verimli teknolojilerle iklim çözümlerine yatırım yapmak gibi adımlar, sürdürülebilir ulaşım yakıtları ve sanayi için temiz hidrojen üretmenin yanı sıra, dünyada refahı paylaşarak yeşil büyüme fırsatlarını ortaya çıkaracaktır.” diye konuştu.
Van Agt Ross, karbon yakalama ve depolama teknolojilerinin küresel karbon salımlarını azaltma hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynadığını belirterek, “Politika yapıcılar, küresel enerji trendlerini net bir şekilde anlayarak etkili enerji dönüşüm stratejileri ve karbon azaltma politikaları oluşturmalı.
Bu, iklim değişikliği ve enerji güvenliği gibi ortak sorunların ele alınmasında kritik bir rol oynar.” dedi. Enerji dönüşümünü akıllı teknolojilerle gerçekleştirmenin küresel karbon salımlarını azaltırken enerji yoksulluğuna ve fiyat dalgalanmalarına da çözüm olacağına dikkati çeken van Agt Ross, şunları kaydetti:
“Enerji dönüşümünü yalnızca hükümet düzenlemeleri ve karmaşık finansal planlamalarla değil, ekonomik büyümeyi kapsayıcı şekilde yöneterek gerçekleştirmeliyiz. Bu kapsamda biz de IEF olarak, karbon yakalama teknolojileri ve mühendislik temelli çözümleri teşvik eden, gelişen karbon piyasaları gibi konulara odaklanıyoruz. Bu yaklaşımlar, yatırımları artırmayı ve daha sürdürülebilir bir geleceğe katlı sağlamayı amaçlıyor.”
Dünya bakır rezervi elektrikli araçlara geçiş hedefinde yetersiz kalabilir
Van Agt Ross, ulaşım sektörünün de enerji dönüşümünde önemli bir role sahip olduğunu aktararak, “Ulaşım sektörü, küresel petrol talebinin yüzde 50’den fazlasını ve enerjiden kaynaklı karbon emisyonlarının yüzde 23’ünü oluşturuyor. Bu nedenle sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada ulaşım sektörünün durumu oldukça kritik.
Elektrikli araçlar için belirlenen yüzde yüz dönüşüm hedefleri bakır madenciliğinde eşi benzeri görülmemiş bir üretim temposu gerektiriyor ancak mevcut bakır rezervleri bu hedefe 2035’e kadar karşılamakta yetersiz kalabilir.” ifadelerini kullandı.
Küçük modüler reaktörler gibi yenilikçi nükleer teknolojilerin de düşük karbonlu enerji üretiminde bir çözüm sunduğunu vurgulayan Van Agt Ross, şöyle devam etti
“Fakat bu teknolojilerin, büyük nükleer santrallerle aynı uluslararası güvenlik standartlarına uyması gerekiyor.
İlk uygulamaları desteklemek için kamu ve özel sektör iş birliğiyle daha esnek düzenleyici yaklaşımlar benimsenebilir. Bu tür yenilikçi yaklaşımlar, sürdürülebilir bir geleceğe ulaşmada hem ekonomik büyümeyi teşvik edecek hem de dünya genelinde daha fazla refahın paylaşılmasına katkı sağlar.”
Van Agt Ross, piyasa gerçeklerini, modellerin ortaya koyduğu sonuçlardan ayıracak ve bunları enerji dönüşümü politikalarıyla uyumlu hale getirecek daha tarafsız ve veriye dayalı bir diyaloğa ihtiyaç olduğunu belirterek, sözlerini, “Bu sayede, daha iyi bilgiye dayalı ve ortaklaşa geliştirilen politikalar, yatırımcı güvenini artırır ve daha adil bir enerji ticareti ile teknoloji transferine zemin hazırlar. Enerji güvenliği ve adil bir dönüşüm de tam olarak bu temeller üzerine inşa edilebilir.” diye tamamladı.