Cuma, Aralık 27, 2024

Orta Doğu’da Sürdürülebilir Enerji Dönüşümü

Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesi, iklim değişikliğinin giderek artan etkileriyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum, bölgedeki siyasi istikrarsızlık ve su kıtlığı gibi mevcut sorunları daha da derinleştirmekte ve yeni çatışma noktaları yaratmaktadır. Bu bağlamda, bölgede sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için acil ve kapsamlı bir işbirliği mekanizmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

“Yeni bir Ortadoğu Düzeni” ABD ve bölgesel müttefikleri tarafından kritik işbirliğini mümkün kılacak şekilde şekillendirilebilir ve şekillendirilmelidir. Bu yaklaşım, İsrail-Filistin çatışmasının çözümüne yönelik uygulanabilir bir yola duyulan ihtiyacı kabul ederken, 7 Ekim 2023 öncesinde bölgede görülen enerji diplomasisi üzerine inşa edilebilir.

Benzer şekilde ABD, İsrail-Lübnan çatışmasını ele almak için çaba göstermeye devam etmeli ve daha az acil olsa da Doğu Akdeniz gerilimlerini azaltmak ve Türkiye de dahil olmak üzere daha güçlü enerji işbirliğini teşvik etmek için Türkiye-Yunanistan-Kıbrıs meselesi üzerinde çalışmalıdır. Bu zor bir görev ancak alternatifler de pek iç açıcı değil.

ABD liderliğinde şekillenecek bir “Yeni Orta Doğu Düzeni” bu ihtiyacı karşılayabilecek önemli bir adım olabilir. Bu düzen, İsrail-Filistin sorunu gibi uzun süredir devam eden çatışmalara kalıcı bir çözüm bulunması hedefiyle birlikte, bölgedeki enerji kaynaklarının daha etkin ve sürdürülebilir kullanımı üzerine odaklanmalıdır.

Enerji diplomasisi ve iklim değişikliğiyle mücadele bu yeni düzenin temel taşları olmalıdır. Bölgedeki ülkeler, özellikle de enerji kaynakları bakımından zengin olanlar, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş yaparak hem ekonomilerini güçlendirebilir hem de çevresel etkilerini azaltabilirler.

Bu geçiş sürecinde, ABD ve bölgesel müttefiklerinin sağlayacağı destek ve teknolojik transfer büyük önem taşımaktadır. Orta Doğu’da yaşanan iklim krizi, bölge ülkelerini ortak bir gelecek için bir araya getirmektedir. Bu yeni işbirliği modeli, bölgenin sürdürülebilir kalkınması için bir dönüm noktası olabilir.

BAE ve ABD yenilenebilir enerji/enerji teknolojisi görev gücüne (karbon yakalama, kullanma ve depolama ve batarya depolama dahil) eş başkanlık ederken, Suudi Arabistan ve ABD hidrojen görev gücüne, Ürdün ve ABD elektrik şebekesi görev gücüne ve Mısır ve BAE enerji dönüşümü görev gücüne eş başkanlık edebilir. Üyeler arasında bölgeden enerji ve iklim uzmanlarının yanı sıra özel sektörden ve hem özel hem de kamu finans kuruluşlarından temsilciler yer almalıdır.

Görev gücü, yalnızca bu belgede ana hatları verilen proje ve girişimlerin sınır ötesi başlatma planlamasını ve uygulamasını amaçlayan siyasi olmayan bir toplantı olacaktır. Görev gücü üyeleri, sınır ötesi projelerin ve işbirliğinin durumu hakkında düzenli olarak liderlere (örneğin ABD-BAE) rapor verecektir. ABD bu girişimleri finanse etmek için diğer ülkeleri, finans kuruluşlarını ve özel sektörü de dahil edebilir.

Yeni projeler ve girişimler mevcut projelerin yanı sıra mevcut anlaşmalar ve girişimler üzerine inşa edilebilir. Görev güçleri nihai hedef olmayacaktır; daha ziyade, temel proje ve girişimler olacaktır. Ayrıca, bu kuruluma yönelik vizyonun devam eden projelerin, girişimlerin veya kurumların dikkatini dağıtmaması veya bunlara müdahale etmemesi, bunun yerine ek başarılı çabaları teşvik etmek ve kolaylaştırmak için bunları inşa etmeye ve genişletmeye çalışması esastır. Kaynak: reliefweb

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Daha fazlası...