H&M, Apparel Impact Institute (AII) ile iş birliği yaparak tekstil sektörünü modadaki fosil yakıt kullanımını sona erdirmeye çağırıyor.
Moda markalarının karbon emisyonlarını azaltma hedefinde başarılı olmaları için tedarikçilerine destek olmaları şart. H&M, Apparel Impact Institute (AII) ile iş birliği yaparak markaları, tekstil üreticilerini ve finans kuruluşlarını modadaki fosil yakıt kullanımını sona erdirmeye çağırıyor. Teknolojiler hazır, ancak gelişmekte olan ülkelerdeki binlerce iplik üreticisi ve tekstil işleme tesisi sadece talimat ve önerilerle değil, finansal destekle ilerleyebilir.
Moda İklim Fonu
Bu nedenle AII, sektördeki büyük oyuncuları 250 milyon dolarlık Moda İklim Fonu’na katkıda bulunmaya çağırıyor. H&M 10 milyon dolar taahhüt ederken, Target ve PVH de fonu destekliyor. Amaç, ayakkabı ve hazır giyim sektöründe 2050’ye kadar net sıfır emisyona ulaşmak, 2030’a kadar ise emisyonları %45 azaltmak. Bunun için fosil yakıtların 2040’a kadar düşük karbonlu ısıtma teknolojileriyle değiştirilmesi planlanıyor.
Moda sektöründeki karbon salımının %70’inden fazlası üretim ve işleme süreçlerinden kaynaklanıyor. Ancak markaların sürdürülebilirlik talepleri ile tedarikçilerin finansal zorlukları arasında bir gerilim var. AII Başkanı Lewis Perkins, birçok tekstil tedarikçisinin küçük ve orta ölçekli işletmeler olduğunu ve finansmana erişimlerinin sınırlı olduğunu vurguluyor. Bu noktada, markaların doğrudan finansman sağlaması veya uygun kredi çözümleri geliştirmesi gerekiyor.
Hindistan’dan Örnek: H&M ve Arvind Group İş Birliği
Hindistan merkezli denim üreticisi Arvind Group, H&M ile süperkritik CO2 bazlı boyama teknolojisini ticarileştirmek için ortaklık kurdu. H&M, bu projeye finansal destek sağlayarak Arvind’in termal enerji ihtiyacını %70’ten fazla azaltmasına yardımcı oldu.
H&M’den Kim Hellström, markaların gerçekten sürdürülebilirlik konusunda ne kadar ciddi olduklarını sorgulamalarını önererek, tedarikçilerin temiz enerjiye geçişini desteklemek için maliyetlerin ürün fiyatlarına dahil edilmesi gerektiğini vurguluyor. Hellström, mevcut teknolojilerin fazlasıyla yeterli olduğunu belirterek, ısı pompaları, elektrikli kazanlar ve su kullanmayan boyama sistemlerinin yaygınlaşması gerektiğini söylüyor.
AII, sektörde dönüşümü hızlandırmak için yedi strateji öneriyor:
- Finansal Destek Sağlama: Tedarikçilere hibe, esnek yatırım programları ve maliyetleri dengelemek için ek prim ödemeleri sunulmalı.
- Öncü Projelere Destek Verme: Isı pompaları, elektrikli kazanlar ve su kullanmadan boyama teknikleri gibi projeler teşvik edilmeli.
- Yenilenebilir Enerji Taahhüdü: Uzun vadeli yol haritaları oluşturulmalı, özellikle Hindistan gibi ülkelerde yenilenebilir enerji altyapısı desteklenmeli.
- Teknik Çözümler İçin İş Birliği: Markalar ve tedarikçiler, enerji yüklerini azaltmak için ortak çalışmalı ve riskleri paylaşmalı.
- Düşük Karbon Teknolojilerine Talep Yaratma: Sektörde uzun vadeli güven oluşturacak taahhütler verilmeli.
- Enerji Verimliliğine Odaklanma: Elektrik tüketimini azaltmak için verimlilik önlemleri alınmalı.
- Politika Desteği: Bangladeş ve Hindistan gibi üretici ülkelerde yenilenebilir enerjiye geçişi destekleyen düzenleyici altyapılar teşvik edilmeli.
AII, bu yılın Eylül ayında sektörde en fazla karbon salımı yapan 1.500 şirketle çözüm geliştirmek üzere görüşmeler yapmayı planlıyor.