Türkiye’nin çelik sektörü, enerji, ham madde ve işçilik maliyetlerindeki artış, kotalar, korumacı önlemler ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar nedeniyle rekabetçiliğini kaybetmektedir. Bu durum, sektörün üretimini ve ihracatını olumsuz etkileyerek döviz kazancını azaltmıştır.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ertan, Türk çelik sektörünün rekabet gücünü yeniden kazanabilmesi için üretim maliyetlerindeki artışı önlemek ve döviz kurlarının enflasyon oranında artmasını sağlamak gerektiğini vurgulamıştır.
Ülkemizin çelik sektöründe yeniden rekabetçi hale gelebilmesi için, enerji girdilerine yapılan sübvansiyonlar gibi teşviklerin sağlanması, enerji maliyetlerinin düşürülmesi ve katma değerli ürün yatırımlarının teşvik edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, Türkiye’nin net demir çelik ithalatçısı konumuna gelmemesi için yerli üretimi teşvik etmek önemlidir.
Geleceğe yönelik hedefler belirlenirken küresel ve bölgesel gelişmelerin dikkate alınması gerekmektedir. Ayrıca, yeşil dönüşüm için Avrupa Birliği tarafından tahsis edilen fonlardan yararlanarak çelik endüstrisinde sıfır karbon hedeflerine odaklanılmalıdır.
Ekonomide güvenin sağlanması, verilerin şeffaf bir şekilde paylaşılması ve kapsayıcı bir ekonomik modelin benimsenmesi gerekmektedir. Güney Kore’nin başarısı, uzun vadeli planlama ve insan kaynağının yetiştirilmesine dayanmaktadır. Türkiye’nin de benzer bir stratejiyi benimsemesi önemlidir.
Son olarak, enflasyonun düşürülmesi için yabancı sermaye yatırımlarının artırılması ve uzun vadeli makro planlamaların yapılması gerekmektedir. Ancak bu şekilde ekonominin istikrarlı bir şekilde büyümesi ve gelişmesi mümkün olacaktır.