Google ve Microsoft on yılın sonuna kadar emisyonları azaltma sözü verdi, ancak yeni açıklamalar rakamlarının yanlış yönde ilerlediğini gösteriyor.
Salı günü yayınlanan yıllık sürdürülebilirlik raporuna göre, Google’ın toplam emisyonları 2022’den 2023’e %13,5 arttı. Bu oran 2019’dan bu yana neredeyse yarı yarıya arttı. Microsoft’tan yakın zamanda yapılan bir açıklama da benzer bir hikaye ortaya koydu. Toplam emisyonları 2020 ve 2023 yılları arasında %29 oranında artmıştır.
Bu arada Google, 2019 yılı baz alınarak %50’lik bir kesinti sözü verdi ve Microsoft da 2030 yılına kadar karbon-negatif olacağını söyledi.
Google Sürdürülebilirlik Direktörü Kate Brandt ve Kıdemli Başkan Yardımcısı Benedict Gomes rapora eşlik eden bir mektupta “Kaydettiğimiz ilerlemeye rağmen, aktif olarak üzerinde çalıştığımız önemli zorluklarla karşı karşıyayız” diye yazdı.
Yapay zeka patlaması, ilerleme eksikliğinden büyük ölçüde sorumludur. Araştırmacı Alex de Vries’e göre, ChatGPT gibi büyük dil modelleri enerji yoğun veri merkezleri tarafından destekleniyor ve yapay zekanın 2027 yılına kadar veri merkezlerinden gelen elektrik taleplerini %50 oranında artırması bekleniyor. Veri merkezi inşası ve şebeke altyapısı yükseltmeleri de enerji tüketimini artırıyor.
Teknoloji şirketleri, yapay zekanın şu anda elektrik talebini artırıyor olsa da, başka yerlerde de büyük enerji tasarruflarından sorumlu olacağı konusunda ısrar etti. Örneğin Google, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne göre havacılığın küresel ısınma üzerindeki etkisinin %57’sini oluşturan kontrail oluşumundan uçakların kaçınmasına yardımcı olacak yapay zeka destekli bir araç üzerinde çalışmaktadır.
Verimlilik kazanımlarının enerji kullanımını ortadan kaldırıp kaldırmayacağı henüz belli değil. Bu gerçekleşse bile, en büyük etki muhtemelen hava yolculuğu ve inşaat gibi diğer sektörlerde hissedilecektir. Bu da teknoloji şirketlerini karbon bilançolarında giderek büyüyen emisyon sorunlarıyla baş başa bırakıyor.
Sorunun üstesinden gelmek için yaratıcı bir yol izliyorlar. Amazon Web Services, East Coast’taki bir nükleer enerji santralinden doğrudan enerji satın almak için bir anlaşma peşinde. Microsoft da küçük ölçekli nükleer enerjiye gözünü dikmiş durumda ve pek çok benzerinin aksine, karbon dengelemelerinin hevesli bir alıcısı. Google’ın sürdürülebilirlik raporuna, Tayvan’da bir gigavatlık bir güneş enerjisi hattı inşa etmek üzere BlackRock ile ortaklık kurduğunu duyurması eşlik etti. Şirket ayrıca veri merkezi verimliliği ölçütleriyle de övünerek Google’a ait veri merkezlerinin ortalamadan 1,8 kat daha fazla enerji verimliliğine sahip olduğunu söyledi.
Bu çabalara rağmen, rakamların ortaya çıkmasıyla birlikte, yapay zekanın büyümesinin, uzun süredir kendilerini iklim liderleri olarak konumlandırmaya çalışan teknoloji şirketleri için gerçek zorluklar yarattığı anlaşılıyor.
Microsoft Sürdürülebilirlikten Sorumlu Başkanı Melanie Nakagawa geçtiğimiz günlerde kendisine geceleri uykularını kaçıran şeyin ne olduğu sorulduğunda, “İklim değişikliğiyle mücadelede gereken hız ve ölçekte ilerleyip ilerlemediğimiz” yanıtını verdi.