Deloitte’un raporuna göre, iklim değişikliği, global üst düzey yöneticilerin gündemindeki en önemli üç konudan biri haline geldi ve üst düzey yöneticilerin %85’i son bir yılda sürdürülebilirlik yatırımlarını arttırdı.
Rapor, iş dünyasında sürdürülebilirlik konusunda artan ivmeyi ve harekete geçişi gösterdi. 27 ülkeden 2.100 üst düzey yönetici arasında yapılan araştırmaya göre, yöneticilerin %70’i, iklim değişikliğinin önümüzdeki üç yıl içinde stratejilerini ve operasyonlarını “önemli ölçüde etkileyeceğini” düşünüyor. Yöneticilerin %45’i, iklim değişikliğiyle mücadeleye çözüm bulmak amacıyla iş modellerini ve stratejilerini dönüştürme yolunda ilerliyor. Bu dönüşüm, hem sürdürülebilirlik hedeflerini yakalamayı hem de iş dünyasında uzun vadeli başarı sağlayacak.
Karbon emisyonlarını azaltma ve net sıfır projeleri artık iş dünyasının merkezinde yer alıyor. Bu projeler, giderek daha fazla işletme tarafından hayata geçiriliyor ve sürdürülebilir hedefler olarak görülüyor. Anket sonuçlarına göre, üst düzey yöneticilerin %92’si şirketlerinin sera gazı emisyonlarını azaltırken büyüyebileceğine inanıyor ve %50’si sürdürülebilirlik için sürdürülebilir teknoloji çözümlerini uyguladı. Ayrıca, üst düzey yöneticilerin %42’si önümüzdeki iki yıl içinde bu teknolojik çözümleri artırmayı planlıyor. Bu veriler, iş liderlerinin çevresel sorumluluklarını ertelemek yerine bu konuda harekete geçtiğini ve somut adımlar attığını gösteriyor. Çevreyle ilgili konularda belirsizlik ya da gecikme yaşanmaksızın, iş dünyası artık daha bilinçli ve kararlı bir şekilde sürdürülebilirlik hedeflerine yöneliyor.
İklim eyleminin bir yenilik ve gelişim fırsatı olarak görülmesi, bu sürecin başlıca itici güçlerinden biridir. Sürdürülebilir teknoloji çözümlerini hayata geçiren iş liderlerinin yarısından fazlası, bunu daha sürdürülebilir ürün ve hizmetler geliştirmek için kullanıyor. Ayrıca, üst düzey yöneticilerin %85’i şu anda çevre dostu ürünler ve hizmetler üzerinde çalıştığını belirtti.
Rapor, işletmeleri iki ana kategoriye ayırıyor:
- Sürdürülebilirlik odaklı iş yapanlar (yeşil ekonomiye hizmet edenler)
- Sürdürülebilir bir işletme olma yolunda adım atanlar (kendi çevresel ayak izini azaltanlar ve daha geniş bir sisteme etki edenler)
İklim değişikliği, iş liderlerinin gündeminde en öncelikli konular arasında yer alıyor. Şirketler, bu küresel soruna yönelik çözüm arayışlarını stratejilerinin merkezine alarak, hem çevresel hem de ekonomik sürdürülebilirliği sağlamaya çalışıyor. Araştırmada, üst düzey yöneticilere gelecek yılın en acil konusu sorulduğunda, %38’i inovasyonu (yapay zeka ve dijital çözümler), %28’i ekonomik görünümü, %37’si ise iklim değişikliğini öncelikli mesele olarak belirtti. Bu sonuçlar, iş dünyasının hem teknoloji ve yeniliklere hem de çevresel sorunlara büyük bir önem verdiğini ortaya koyuyor.
İş dünyasını etkileyen iklim kriziyle ilgili belirli konular incelendiğinde, yöneticilerin %51’i değişen tüketim alışkanlıkları ve tercihlerinin önemine değindi. Tüketicilerin daha sürdürülebilir ürünlere yönelmesi, şirketlerin stratejilerini gözden geçirmesini gerektiriyor. Ayrıca, yöneticilerin %50’si karbon emisyonları düşürmeye yönelik düzenlemelerin iş yapış biçimlerini nasıl etkilediğini dile getiriyor; bu durum, yasalara uyum sağlama ihtiyacını ön plana çıkarıyor.
Yine yöneticilerin %50’si, iklim felaketlerinin operasyonel etkilerini de değinerek, bu tür olayların iş sürekliliği üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti. Son olarak, yöneticilerin %49’u iklim yatırımlarını teşvik etmeyi amaçlayan hükümet politikalarının önemini belirtti; bu politikalar, işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarında kritik bir rol oynuyor.
İlginç bir şekilde, üst düzey yöneticiler üzerinde en büyük baskıyı müşteriler değil, düzenleyiciler, hükümetler, yönetim kurulları ve yatırımcılar oluşturuyor.
Genel olarak, bu rapor, işletmelerin operasyonlarını yalnızca iklim değişikliğini göz önünde bulundurarak değil, aynı zamanda iklim değişikliğini azaltmaya yönelik stratejilerle de düzenlemeleri gerektiğini açıkça ortaya koydu. Bu bağlamda, şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerini benimsemeleri ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmaları gerekiyor. İşletmelerin, çevresel sorumluluklarını etkin bir şekilde yerine getirmeleri, hem toplumsal duyarlılıklarını artıracak hem de uzun vadede rekabet avantajı sağlayacak
Daha fazla işletme iklim değişikliğine yatırım yaptıkça, sürdürülebilirlik eylemleri tek bir işletmenin ötesine geçerek daha geniş bir alana yayılacak.