Araştırmanın yazarları, artan sıcaklıkların özellikle sıcak hava dalgaları sırasında Avrupa’daki sağlık sistemleri için “eşi benzeri görülmemiş zorluklara” neden olabileceğini belirtti.
Avrupa’nın bazı bölgelerinde iklim değişikliğinin risk modellerini inceleyen yeni bir araştırmaya göre, kıta çapında kapsamlı uyum tedbirleri uygulanmadığı takdirde Avrupa’da yüzyılın sonuna kadar sıcaklığa bağlı ölümlerin sayısı üç katına çıkabilir.
Çalışmaya göre, mevcut iklim politikaları hesaba katıldığında, dünya 3C’lik bir ısınmaya doğru ilerliyor. Bu senaryoya göre Avrupa, 1991-2020 döneminde yaklaşık 44.000 olan ölüm sayısına kıyasla 2100 yılına kadar tahmini 128.809 ölümle karşılaşabilir. Paris Anlaşması 1.5C ve 2C ısınma hedefleri altında, aşırı sıcaklardan kaynaklanan ölümler yaklaşık 58,000 ve 76,000’e yükselecek.
Yazarlar bu bulgulara dayanarak, Avrupa’daki halk sağlığı sistemlerinin özellikle sıcak hava dalgaları sırasında “eşi benzeri görülmemiş zorluklarla” karşılaşabileceği sonucuna vardı.
Çarşamba günü The Lancet Public Health dergisinde yayınlanan çalışmada, sıcaklığa bağlı ölüm oranlarında önemli bölgesel farklılıklar tespit edildi. Örneğin Doğu Avrupa, Batı Avrupa’ya kıyasla soğuğa bağlı ölümlerin yaklaşık 2,5 katına maruz kalıyor. Yazarlar, Avrupa’da soğuğun hala sıcaktan daha fazla insan öldürdüğünü, ancak gezegen ısındıkça bu oranın değişmesinin beklendiğini ifade etti. Bu arada, güney Avrupa ülkeleri sıcak hava dalgalarına karşı çok daha savunmasızdır ve bu nedenle sıcaklığa bağlı ölümlerin en büyük payını oluşturuyor.
İncelenen 30 ülke arasında, 1991-2020 döneminde sıcağa bağlı ölümlerin en fazla yaşandığı ülke 10.433 kişi ile İtalya olmuştur. 3C senaryosuna göre, bu sayı iki kattan fazla artarak 2100 yılında yaklaşık 28.285’e ulaşacaktır. Almanya 1991-2020 yılları arasında 6.909 ve yüzyılın sonunda tahmini 16.913 ölümle ikinci sırada yer alırken, onu sırasıyla 4.414 ve 20.194 ölümle İspanya takip ediyor.
Araştırmaya göre Avusturya, Fransa ve Yunanistan’da sıcaklığa bağlı can kayıpları üç kattan fazla artarken, İrlanda’da bugün ile 2100 arasında 18 katlık bir artış görülebilir.
2000-2019 yılları arasında her yıl dünya genelinde yaklaşık 489.000 kişi aşırı sıcaklar nedeniyle hayatını kaybetti. Bu kayıpların %45’i, dünyanın hava ve iklim tehlikelerinden en çok etkilenen bölgesi olan Asya’da; %36’sı ise dünyanın en hızlı ısınan kıtası olan Avrupa’da meydana geldi. Burada sıcaklığa bağlı ölümler, ortalama sıcaklıktaki artışla aynı zamana denk gelecek şekilde, son yirmi yılda yaklaşık %30 oranında arttı.
Yazarlar, bölgesel farklılıkların yanı sıra demografik değişikliklerin de hangi ülkelerin en çok zarar göreceğini belirleyeceği konusunda uyarıyor. Çalışma, bunları dikkate almasa da, etnik köken, cinsiyet ve yaş gibi faktörlerin bir kişinin sıcağa karşı savunmasızlığını etkileyebileceğini de vurguladı.
Çalışmada, kentsel nüfusun kırsal alanlarda yaşayanlara kıyasla daha savunmasız olduğu ifade edildi. Çalışmada “Şehirlerde gece boyunca daha belirgin olan kentsel ısı adası etkisinin varlığı, sıcağın sağlık üzerindeki etkilerini daha da kötüleştirebilir” açıklaması yer aldı.
Bilim insanları, kırsal ortamlarla karşılaştırıldığında, kentsel alanlardaki değiştirilmiş arazi yüzeyinin (koyu renkli kaldırım ve çatı kaplaması gibi) hem radyatif hem de türbülanslı ısının depolanmasını ve transferini etkilediğini keşfetti. Bu olgu kentsel ısı adası (UHI) etkisi olarak bilinir.
Bir şehirdeki genel aktivite seviyeleri ve yaşam kalitesi üzerindeki olumsuz etkisinin yanı sıra, aşırı sıcaklar genç ve yaşlı insanları susuz kalma, sıcak çarpması ve sıcağa bağlı ölüm riskiyle karşı karşıya bırakabilir. Kentsel ısı adaları ayrıca yaz aylarında iklimlendirme için elektrik enerjisine olan talebi artırarak sülfür dioksit, nitrojen oksit, partikül madde ve CO2 emisyonlarını artırır.
Birçok şehir iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için stratejiler uyguluyor. Bu stratejiler, yapılı çevreyi planlama ve tasarlama biçimimizi değiştirerek, bitki örtüsünü dahil ederek ve ısı israfını azaltarak çevreyi soğutmayı amaçlıyor. Örnekler arasında ağaç dikmek ve yeşil bitki örtüsünü artırmak, yeşil veya serin çatılar kurmak, normal kaldırımları soğutucu kaldırımlarla değiştirmek yer alıyor.
“Sıcaklığa bağlı ölümlerdeki belirgin artış, iklim eylemini geciktirmenin maliyetini gösteriyor” diyen yazarlar, planlama ve bina yönetmeliklerinin “ uyum politikası kaldıraçları” olduğunu da sözlerine ekledi.
Araştırmanın yazarları, “Yüksek işsizlik, yoksulluk, yapısal ekonomik değişiklikler, göç ve yaşlanan nüfusa sahip bölgelere odaklanılmalıdır” diyerek, bu bölgelerin “sıcaklığa bağlı ölümler için önemli bölgeler” olduğunu belirtti.