Cumartesi, Kasım 23, 2024

Avrupa Parlamentosu İklim Eylemi İçin Şirketlerin Dava Yetkisini Reddediyor

Avrupa Parlamentosu üyeleri, kararlı bir komite oylamasıyla, küresel yatırımcı-devlet anlaşmazlık çözümü (ISDS) sisteminin iklim politikası konusunda hükümetlere dava açmak için silah olarak kullanıldığı endişesiyle Avrupa Birliği’nin Enerji Şartı Anlaşması’ndan çıkmasını destekledi.

Avrupa Parlamentosu’nun enerji ve ticaret komiteleri, ulusal hükümetlerin AB’nin, Soğuk Savaş sonrası istikrarsız eski komünist devletlerdeki yatırımları korumayı amaçlayan uluslararası bir anlaşma olan Enerji Şartı Anlaşması’ndan çekilmesi yönündeki önerisini ezici bir çoğunlukla destekledi.

AP üyesi Bernd Lange (Almanya/Sosyalistler ve Demokratlar), taslak tavsiye kararının sekize karşı 58 oyla ve iki çekimser oyla kabul edilmesinin ardından yaptığı açıklamada “Bu çok önemli bir oylama ve aynı zamanda çok net bir siyasi mesaj veriyor.” dedi. Alman Yeşiller üyesi ve dosyanın eş raportörü AP üyesi Anna Cavazzini, fosil yakıt şirketlerinin çevre politikaları beklenen karlarını etkilediğinde hükümetleri dava etmek için kullandıkları bir “iklim katili” haline gelen bir anlaşmadan çekilmek için yapılan “tarihi” oylamayı memnuniyetle karşıladı.

Avrupa Parlamentosu Üyesi Marc Botenga (Belçika/Sol) ile birlikte kaleme alınan taslak rapor, AB ülkelerini etkileyen ve en çok dava konusu olan yatırımcı-devlet anlaşmazlıklarının çözümü (ISDS) anlaşmasının hükümetleri dava etmek için kullanıldığı yakın tarihli bazı davaları listelemektedir.

Enerji Şartı Anlaşması

Avrupa Parlamentosu milletvekilleri, 2022 yılında İtalya’nın İngiliz petrol şirketi Rockhopper’a açık denizde petrol arama çalışmalarını yasaklama kararı nedeniyle 250 milyon Euro tazminat ödemesine karar verildiğini; geçtiğimiz Kasım ayında ise petrol şirketi Klesch Group Holdings Limited’in AB, Almanya ve Danimarka’ya talih kuşu vergileri nedeniyle en az 95 milyon Euro’luk dava açtığını kaydetti.

2021 yılında Alman RWE ve Uniper firmaları, kömürlü termik santrallerin kapatılması için 2030 yılına kadar süre tanıması nedeniyle Hollanda hükümetinden toplam 2,4 milyar Euro tazminat talep etmiş, ancak daha sonra, ilki olumsuz mahkeme kararlarının ardından, ikincisi ise devlet tarafından kurtarılmanın bir koşulu olarak taleplerini geri çekmişlerdi.

Bir kampanya grubu olan Climate Action Network Europe’un ticaret ve yatırım politikası koordinatörü Audrey Changoe, “Anlaşma, şirketlerin hayati iklim politikalarına meydan okumasına ve vergi mükelleflerinin milyarlarca parasını talep etmesine izin vererek AB’nin iklim hedefine bir engel oldu.” dedi. Euronews’e konuşan Changoe, oylamanın AB’nin küresel ısınmayla mücadelede “ihtiyaç duyulan politika alanını” sağlamak için gereken tam çekilme yolunda bir kilometre taşı olduğunu söyledi.

Parlamento komitesindeki oylama, ulusal diplomatların, anlaşmayı AB iklim azaltma politikasıyla uyumlu hale getireceğini söylediği bir reformu müzakere etmek için birkaç yıl boyunca çalışan Avrupa Komisyonu tarafından gönülsüzce sunulan bir çıkış önerisini kabul etmesinden bir ay sonra gerçekleşti.

AB, Fransa, Almanya, Hollanda ve İspanya’nın Komisyon tarafından müzakere edilen geçici reformları desteklemeyi reddetmesi nedeniyle reform üzerinde anlaşmaya varamamıştır. ECT’de yapılacak herhangi bir değişiklik, anlaşmanın elli kadar tarafının oy birliğiyle desteğini gerektirmektedir. Ortaya çıkan çıkmazda AB ülkeleri birbiri ardına çekiliyor. Fransa, Almanya ve Polonya çekildi, Lüksemburg’un da yaza kadar çekilmesi bekleniyor. Danimarka, İrlanda, Hollanda, Portekiz, Slovenya ve İspanya da çıkma niyetlerini açıkladılar. İtalya 2016 yılında çekilmişti.

Changoe, “Hala batmakta olan ECT gemisinde yer alan tüm üye devletlerin AB ile birlikte bu gemiden çekilmelerinin zamanı gelmiştir.” dedi.

Anlaşmada yer alan bir gün batımı maddesi, çekilen ülkelerin yirmi yıl boyunca davalara açık kalacağı anlamına geliyor. Avrupa Komisyonu Mart ayı sonunda, Rus ya da Belaruslu yatırımcıların paravan şirketler aracılığıyla AB hükümetlerine dava açmasını engellemek için ECT’deki bir koruma maddesine başvuran ayrı bir teklif sundu.

Friends of the Earth Europe’ta ekonomik adalet kampanyası yürüten Paul de Clerck, oylamanın AB’yi anlaşmadan çıkmaya bir adım daha yaklaştırdığını ve komitedeki çoğunluğun büyüklüğünün, tam parlamento tarafından destekleneceğine güvenmek için bir gerekçe olduğunu söyledi. Bu durumda nihai kararı bakanlar zirvesinde almak hükümetlere kalacak ki Belçika, AB Konseyi başkanlığı Haziran ayında sona ermeden önce bunu sağlamaya çalışıyor.

De Clerck, “Tüm üye devletleri aynı yolu izlemeye, ECT’nin geçmişten gelen bir patlama olduğunu kabul etmeye ve bu anlaşmadan da çıkma kararı almaya çağırıyoruz.” dedi.

Daha fazlası...