Cumartesi, Kasım 23, 2024

Çevreciler, AB’nin Ormansızlaşma Yasasının Ertelenmesine Tepki Gösterdi

Avrupa Birliği’nin, ormansızlaşmayı önlemeye yönelik yeni bir yasayı erteleme kararı, Kolombiya’da yapılacak ve küresel biyolojik çeşitliliği koruma hedeflerinin belirleneceği kritik bir zirveye sayılı haftalar kala bazı eleştirilerin hedefi oldu. Ancak Birleşmiş Milletler biyolojik çeşitlilik anlaşmasında AB’yi temsil eden başmüzakereci, bu ertelemenin AB’nin güvenilirliğini zedelemeyeceğini savundu.

Avrupa Komisyonu, ticaret ortaklarıyla daha fazla hazırlık yapılması gerektiğini öne sürerek Ormansızlaşma Yönetmeliği’nin uygulama tarihini ertelemeyi önerdi. Ancak başmüzakereciye göre bu erteleme, AB’nin yaklaşan Birleşmiş Milletler biyolojik çeşitlilik görüşmelerindeki konumunu zayıflatmayacak.

Bu ay sonunda Kolombiya’nın Cali kentinde düzenlenecek olan Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 16. Taraflar Konferansı (COP16), iki yıl önce Montreal’de gerçekleştirilen COP15’ten bu yana yapılan ilk büyük toplantı olacak. Montreal’de kabul edilen Küresel Biyolojik Çeşitlilik Çerçevesi, 2030 yılına kadar dünya üzerindeki kara ve deniz alanlarının %30’unu koruma altına almayı ve %30 oranında bozulmuş ekosistemlerin restore edilmesini hedefliyor.

Ancak, bu önemli toplantıya üç haftadan kısa bir süre kala Avrupa Birliği’nin, kahve, et ve ahşap gibi ürünlerin AB pazarına girebilmesi için ormansızlaşmaya yol açılmadığına dair kanıt sunulmasını zorunlu kılan yasayı erteleme kararı, çevre grupları tarafından sert bir şekilde eleştirildi. Bu karar, özellikle ABD ve Brezilya gibi ticaret ortaklarının baskısı ile iş dünyasının taleplerine boyun eğmek olarak yorumlandı. Çevre gruğları, bu ertelemenin AB’nin ormansızlaşmaya karşı küresel mücadelesindeki liderlik rolünü zayıflatabileceğini öne sürdü.

Avrupa Komisyonu’nun bu erteleme kararını açıklamasından saatler sonra, AB’nin müzakere ekibinin başında bulunan Hugo Schally, “Bugün gördüğünüz şey, bu düzenlemenin istenilen etkiyi yaratmasını sağlamak için ortaklarla iş birliği içinde daha fazla çalışılması gerektiğinin kabulüdür.” dedi.

Schally, Brüksel’de yapılan bir tartışmada, “Güvenilirliğimize gelirsek, doğa ve biyolojik çeşitlilikle ilgili genel çalışma programımız açısından yolunda olduğumuzu söyleyebilirim,” diyerek, geçtiğimiz ay yürürlüğe giren ve büyük tartışmalara neden olan Doğa Restorasyon Yasası’nı işaret etti.

orman

Schally, “Bu yasa, Avrupa düzeyinde, küresel biyolojik çeşitlilik çerçevesinin hedeflerine ulaşmada herkesin yapmasını umduğumuz şeyleri yapmaya hazır olduğumuzu gösterecek.” dedi.

Schally, Avrupa Parlamentosu’nun çevre komitesini bilgilendirdiği sırada da eleştirilere cevap verdi ve ormansızlaşma yasasının ertelenmesine rağmen “Yanılmayın, erteleme hiçbir temel yükümlülüğü değiştirmiyor.” dedi.

Schally ayrıca Doğa Restorasyon Yasası’nın dünya genelinde çok yakından takip edildiğini vurguladı ve “Eğer bu yasayı kabul etmeseydik, uluslararası düzeyde büyük ölçüde güvenilirliğimizi kaybederdik.” dedi.

Birleşmiş Milletler, Avrupa Komisyonu ve Kolombiyalı diplomatlar tarafından düzenlenen bir etkinlikte konuşmacılar, biyolojik çeşitlilik kaybı ile iklim değişikliği arasındaki sıkı bağa dikkat çekti. Kasım ayında Azerbaycan’ın Bakü kentinde yapılacak olan COP29 İklim Zirvesi, iklim değişikliğine odaklanacak başka bir BM COP toplantısı olacak.

Kolombiya, biyolojik çeşitliliğin küresel gündemde daha fazla ön plana çıkmasını ve iklim değişikliğiyle eşit derecede önemsenmesini amaçlıyor. Zirveye, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva’nın da aralarında bulunduğu birçok devlet başkanı ve 100’den fazla çevre bakanının katılması bekleniyor. Kolombiya, bu zirveyi dünyanın “doğa ile barış” yapması için bir fırsat olarak görüyor.

Bu yılki biyolojik çeşitlilik konferansının (COP) başkanının öncelikli konularından biri, biyolojik çeşitliliğin zengin olduğu ekosistemlerde bulunan bitkilere ait genetik kaynakların, özellikle dijital dizi bilgisi gibi verilerin, adil bir şekilde paylaşılmasıdır. Bu bilginin biyoteknoloji ve tıpta uygulanma potansiyeli olduğunu belirten Camila Polo Florez, bu konunun özellikle biyolojik çeşitlilik açısından önem taşıdığını açıkladı.

Florez, Aralık 2022’de Kolombiya ve Almanya tarafından başlatılan ve gelişmekte olan ülkelerin Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Stratejileri ve Eylem Planları’nı (NBSAP) hayata geçirmelerine yardımcı olmayı amaçlayan bir ortaklığa da dikkat çekti. Bu ortaklık, şu anda Fransa, İspanya, Kanada ve Çin gibi ülkeleri de içeriyor.

Cali’deki zirvede, iklim müzakereleriyle paralel olarak finansman konusu, önemli ve zorlu bir gündem maddesi olarak kalmaya devam edecek. Bu toplantıda, gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere biyolojik çeşitliliği koruma ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak için gerekli finansmanı sağlaması büyük bir öncelik olacak. Küresel Biyolojik Çeşitlilik Çerçevesi’ne göre, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere sağlanacak finansmanın 2025 yılına kadar yıllık 20 milyar dolara, 2030’a kadar ise 30 milyar dolara ulaşması gerekiyor.

Etkinliğe video mesajıyla katılan Avrupa Komisyonu Çevre Direktörlüğü Başkanı Florika Fink-Hooijer, AB’nin bu konuda payına düşeni ödemeye hazır olduğunu söyledi. Fink-Hooijer, “Biyoçeşitlilik için dış finansmanı iki katına çıkarma taahhüdümüze bağlıyız,” dedi ve Montreal anlaşmasından bir yıl önce alınan, AB’nin 2021-2027 bütçesinden 7 milyar euro ayırma kararına atıfta bulundu.

Daha fazlası...