Sürdürülebilirlik sadece bir moda sözcüğü değil, bir zorunluluk. Ve daha yeşil bir gelecek arayışında, genellikle çevreye etkisi negatif olarak damgalanan plastikler, şaşırtıcı bir şekilde müttefikimiz olabilir. Büyünün kaynağı, sürdürülebilirlik dünyasında oyun değiştiren bir unsur olan hafifleştirme. İki su şişesi düşünün: biri alternatif malzemelerden üretilmiş ağır bir şişe, diğeri ise zarif bir plastik şişe. Her ikisi de susuzluğunuzu gidermede eşit olsa da plastik şişe, alternatif malzemelerden üretilmiş şişeden onlarca kat daha hafif. İşte bu fark, bir dizi çevresel faydaya dönüşüyor.
İlk olarak, ayak bastığımız yola bakalım. Küreselleşmiş dünyamızın kan damarı olan ulaşım, hacme değil ağırlığa göre yakıt tüketiyor. Daha hafif plastik ürünler; daha az kamyonun otoyola çıkması, daha az karbondioksit salımı ve yakıtın daha yavaş bir oranda tüketilmesi anlamına gelir. Amerikan Kimya Konseyi’nin bir çalışması, sadece plastik ambalajların 2018 yılında 80 milyon varil petrol tasarrufu sağladığını, yani 10 milyon aracı trafikten çekmek gibi bir etkiye sahip olduğunu tahmin ediyor!
Ancak plastiğin hafifletici özelliğinin faydaları karayollarıyla kısıtlı değildir. Plastik kompozitlerle üretilen uçak parçaları sayesinde uçaklar daha az yakıt kullanırlar, bu da daha az emisyon ve gökyüzünde daha düşük bir karbon ayak izi anlamına gelir. Yerde ise plastik borular, inşaatta metal muadillerinin yerini alır, nakliye kaynaklı karbon ayak izini en aza indirir ve altyapı projelerinin çevresel etkisini düşürür.
Ancak plastiğin yeşil hikayesi sorunlardan azade değil. Odada bulunan fil ise atık yönetimi. Sorumsuz bertaraf ve yetersiz atık yönetim altyapıları ekosistemlerin kirlenmesine yol açıyor. Bu noktada atık hiyerarşisi, yani azalt, yeniden kullan, geri dönüştür adlı altın üçlü devreye giriyor.
Azalt, tüketimi en aza indirmeyi savunarak ilk sırada gelir. Yeniden kullanılabilir alışveriş çantalarını ve doldurulabilir kapları düşünün. Ardından, yaratıcı bir şekilde yeniden kullanarak malzemelere ikinci bir hayat veren yeniden kullanım gelir. Son olarak, atıkları değerli kaynaklara dönüştüren geri dönüşüm. Gelecek, beşikten beşiğe yaklaşımı ile çok daha fazla umut vaat ediyor. Bu sadece geri dönüşümle ilgili değil, ürünleri her şeyin güvenli bir şekilde Dünya’ya iade edilebileceği veya üretim döngüsüne yeniden dahil edilebileceği kapalı döngü sistemler olarak yeniden hayal etmekle ilgili. Balıkçı ağlarından yapılan halıları veya tarımsal atıklardan üretilen biyoplastikleri düşünün. Olasılıklar, hayal gücümüz kadar sınırsız.
Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) olarak sağlıklı bir kaynağında ayrıştırma sistemi kurulması ve bunun toplum geneline yayılmasının, çevrenin korunması açısından ne kadar kritik öneme sahip olduğunu yıllardır katıldığımız her platformda dile getiriyoruz. Umarız tüm paydaşların desteğiyle en kısa sürede bu sistemi hayata geçirebiliriz.
Sonuç olarak, anahtar tüketici sorumluluğunda ve eğitiminde yatıyor. Bu nedenle, bir daha plastik gördüğünüzde, onun yeşil iyilik için potansiyelini hatırlayın. Kaynağında ayrıştırma, atık hiyerarşisi ve beşikten beşiğe düşüncesi yoluyla sorumlu kullanımını sağlamak, plastiğin çevreye zararlı malzeme algısını yıkarak, sürdürülebilirliğin şampiyonu haline gelmesini sağlayabilir. Hikâyeyi yeniden yazalım, her bir hafifleten inovasyonla birer birer.