2 Şubat, her yıl Dünya Sulak Alanlar Günü olarak kutlanmaktadır. Bu gün, sulak alanların önemine ve korunmasına dikkat çekmek amacıyla dünya genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanır. Sulak alanlar, biyoçeşitliliği koruma, iklim değişikliği ile mücadele, su kaynaklarını koruma gibi önemli ekosistem hizmetlerini sağlarlar.
Ancak, dünya genelinde su kaynaklarının ve sulak alan ekosistemlerinin zarar gördüğü, kuraklık gibi iklim olaylarının arttığı bir dönemdeyiz. Kuraklık, sadece doğal iklim olaylarından kaynaklanmıyor; insan faaliyetleri, sulu tarım uygulamaları, su kaynaklarındaki kirlilik ve iklim değişikliği gibi etkenlerle de ilişkilidir.
Sulu tarım için aşırı su çekilmesinin, sulak alanları besleyen yer altı sularının azalmasında önemli bir faktör olduğu belirtilmektedir. Ayrıca, dünya genelinde su talebinin artması, nüfus artışı, tarım ve sanayideki kullanım gibi etkenlerle birlikte suya erişim sorununu derinleştirmektedir.
Özellikle 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nde vurgulanması gereken noktalardan biri, sulak alanların sadece biyoçeşitlilik için değil, aynı zamanda su kaynaklarını korumak, iklim değişikliği ile mücadele etmek ve su stresini azaltmak için kritik öneme sahip olmalarıdır.
Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, kuraklığın neden olduğu göçler, ekosistem ve tür kayıplarının kültürel kayıplara da yol açtığına dikkat çekmiştir. Türkiye’nin 2040’a kadar su kıtlığı çekecek ve iklim krizinden etkilenecek ülkeler arasında 27. sırada olduğuna vurgu yaparak, sulak alan kaybını durdurmanın ve restore etmenin önemine dikkat çekmiştir.
Bu bağlamda, sulak alanların korunması için tarım ve su politikalarının gözden geçirilmesi, iklim değişikliğine uyum sağlama çabalarının arttırılması ve sulak alanları koruma ve restore etme çabalarının hızlandırılması gerekmektedir.