GREEN HUMAN
greenhuman@yesilisdunyasi.com
“Biz yapmazsak kimsenin bir şey yapacağı yok!”
Birleşmiş Milletler’in organize ettiği konferansların karar kısmına katılan politikacı ve CEO’ların tamamı erkeklerden oluşuyor. Asıl üzücü nokta ise yüksek zümrenin dünyayı kurtarmak için gittiği sözüm ona iklim değişikliği zirvelerine artık kişiye özel jetleriyle intikal etmesiyle ilgili. İklim değişikliğini tırnak içinde “ne kadar anladığımızı” açıkça ortaya koyan bu yaklaşıma karşı, şu haykırışı dile getirmenin vakti geldi, “Biz yapmazsak kimsenin bir şey yapacağı yok!”
“Hepinize merhaba” diyerek söze girmek istiyorum değerli ‘Yeşil İş Dünyası’ okurları. Yıllardır süren aktivist bir mücadelenin ardından burada sizlerle iklim değişikliği sorunsalına farklı bir gözle bakmayı umut ederek, aranıza katılmak istedim. Malumunuz üzere “Söz uçar yazı kalır.” Neden buradayım peki? Ülkem insanı, iklim değişikliğiyle mücadeleyi yeterince anlamadı mı? Sahi iklim değişikliğiyle mücadele tam olarak nasıl yapılır?
Birbirimizi tanıyalım
Öncelikle kendimi tanıtayım. Ülkemizin saygın bir üniversitesinde akademik kariyerini tamamlamış, uzun yıllar dünyanın birçok noktasında gazetecilik mesleğini icra etmiş, bu süreç zarfında Türkiye’nin okyanus kadar derin diyebileceğim diplomatlarından dünyayı gösteren ve gösterilen taraflarıyla okumayı öğrenmiş, içinizden biriyim. Anlayacağınız hepiniz kadar çocuk, hepiniz kadar kadın, hepiniz kadar erkek, hepiniz kadar anne, hepiniz kadar babayım. Lakin en az sizin kadar da politikacı değilim.
Çöpünüzü ayrıştırmak vicdanınızı rahatlatır, ince düşünmek ise cesaret ister
Yeşil İş Dünyası ailesiyle süregelen gönül bağım sebebiyle, burada sizlere ‘Green Human’ mahlasıyla iklim değişikliğiyle ilgili makaleler yazacağım. Öncelikle şu ayrımı yaparak, fikirlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. İklim değişikliği atmosfere salınan parfüm ya da sokağa atılan pet şişelerden oluşmuyor. Veyahut geri dönüşüm bilinci bu işin en önemli ayağını maalesef ki oluşturmuyor. Keşke bunlarla sınırlı kalsa ve biz daha ahlaklı bireyler gibi davranıp, çöpümüzü ayrıştırmayı öğrenerek, gezegeni kurtarmayı başarabilsek. Demem o ki aziz dostlarım çöpünüzü ayrıştırmak vicdanınızı rahatlatır, ince düşünmek ise cesaret ister. İnce düşünmek uykusuzluk yapar. Huzursuz eder insanı. Lakin herkes ince düşünmeye başlarsa sanıyorum ince düşünmeye gerek kalmaz.
“Siyah giyen adamların” absürt icraatlarını anlamak
Yazmaya karar verdim çünkü size dünyanın düzenini de göstermek istiyorum. En azından iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında ne yapılıyor, tam olarak gezegeni mi kurtarmak istiyorlar yoksa “siyah giyen adamlar” dünyada yeni bir tüketim kültürünün doğmasını mı sağlamaya çalışıyor. Evet bundan sonraki makalelerimde anlayacağınız üzere politika yapıcılarına dikkat çekmek için “siyah giyen adamlar” ifadesini kullanacağım.
Cinsiyetçi miyim peki? Neden “siyah giyen kadınlar” demedi bu Green Human. Çünkü genç ve parlak beyinlere sahip olan dostlarım, dünyanın çözüm bekleyen evrensel sorunlarını tartışmak üzere Birleşmiş Milletler’in organize ettiği konferansların karar kısmına katılan politikacı ve CEO’ların tamamı erkeklerden oluşuyor da ondan. Antagonik bir ayrıntıya daha dikkat çekmek istiyorum, siz sevgili yüksek zümre dünyayı kurtarmak için gittiğiniz sözüm ona iklim değişikliği zirvelerine artık kişiye özel jetlerinizle gitmeye bir son verin lütfen. Jet yakıtlarınız saldığı partiküllerin atmosfere ne yaptığını daha sonra tartışacağız.
Dünyanın çözüm bekleyen evrensel sorunlarını görmezden gelmeden, bilginin ışığıyla aydınlanmanız dileğiyle. “Güç ve onur sizinle olsun” sevgili dostlarım. Unutmayın, “Biz yapmazsak kimsenin bir şey yapacağı yok!”
Şimdi bu metni tüm nöronlarınızda fermante etmeniz için birkaç günlük boşluk bırakıyorum. Hazırsanız birkaç güne başlıyoruz.
