Enerji depolamada hızla büyüyen Türkiye’de yatırımcılar bir yandan EPDK’nın hazırladığı ve Resmi Gazete’de yayınlanacak nihai Depolama Taslağı’nı beklerken bir yandan 2025 ve 2026 projeksiyonları hakkındaki çalışmalarını hızlandırıyor.
Enerji Depolama Endüstrileri Derneği (EDEDER) Başkanı Can Tokcan
Enerji sektörünü 25 Aralık’ta Ankara’da düzenlenecek ‘Geleceğin Enerjisi ve Depolama Kongresi’nde “Bölgenin Batarya Üssü: Türkiye” mottosuyla bir araya getirecek olan Enerji Depolama Endüstrileri Derneği (EDEDER) adına konuşan Başkan Can Tokcan, depolama alanında verilen 35 GW’a yakın önlisansın 10 milyar doları aşkın bir yatırım değeri bulunduğunu, bu önlisansların ne kadar büyük bir bölümü hayata geçirilebilirse ülkemiz ekonomisi adına o kadar büyük değer yaratılacağını vurguladı.
Küresel ölçekte ise 2035 yılına toplamda 2 TWh’lik kurulum hedefleniyor. Bunun yatırım bedeli ise 400 milyar dolar. “2025’in ilk çeyreğinde yatırımların hızlanmaya başladığını, 2026 ilk çeyrekte de ilk büyük ölçekli depolamalı projelerinin devreye alındığını görürüz” diyen Tokcan, Türkiye’nin ‘enerjide bölgesel hub olma ‘çabasının depolama alanında başarılabileceğine inandıklarının da altını çizdi.
Türkiye yenilenebilir enerji piyasası ve depolama sektörüyle ilgili değerlendirmelerde bulunan EDEDER Başkanı Can Tokcan, Türk yatırımcısının depolamada dikkatli ama hızlı bir şekilde yatırım yapma isteğinin çok yüksek olduğunu hatırlatarak, sektör STK’larının bu alandaki çabaları yoğunlaştırdığını belirtti.
EDEDER olarak 25 Aralık’ta Ankara’da düzenleyecekleri Enerjinin Geleceği ve Depolama Kongresi için “Bölgenin Batarya Üssü Türkiye” mesajını bu nedenle seçtiklerini söyleyen Tokcan, “Yenilenebilir Enerji yatırımlarının hızlanması ile birlikte şebekeyi yönetebilmemiz için Türkiye’de de depolama yatırımlarının hızlanması gerekiyor.” mesajı da verdi. Tokcan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“Yenilenebiliri yaygınlaştırmanın yolu ‘depolama’dan geçiyor”
Hem Türkiye’de hem küresel ölçekte ‘yenilenebilir’i yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Bunun için kapasite ve teknik altyapı problemlerini çözerek depolama sistemleri kurmak zorundayız. Depolama yoksa yenilenebiliri daha fazla yaygınlaştıramayız.
“Türkiye depolamada hızlanıyor, şebekeyi yönetmeliyiz”
Enerji Depolama yatırımları çok hızlandı, küresel ölçekte 150 Gigawattsaatin üzerinde kurulum yapılmış durumda, Türkiye de bu alanda hızlanıyor. Bu, şebekeyi yönetmeyi gerektiren stratejik bir konu olduğu için hem yönetimi hem de geliştirmesinin yerli şirketler tarafından üstleniliyor olması şart. Aksi halde temelde yurt dışındaki firmaların kontrolü altında bir enerji şebekesi sorunu ortaya çıkacaktır.
“Katma değeri Türkiye’de yaratalım”
Biz ‘katma değeri Türkiye’de yaratalım, yurt dışına ihracat yapalım’ diyoruz. Hem doğalgaz ithalatını azaltarak cari açığın azaltılmasına katkımız olsun, hem de teknoloji ithalatını bırakıp ihracatına başlayalım istiyoruz. Bu alanda faaliyet gösteren şirketler olarak ciddi bir know-how geliştiriyoruz.
“Mühendislik becerileri ve iş yapış biçimlerimiz nedeniyle avantajlıyız”
Türkiye Avrupa’ya çok yakın ve mühendislik ve iş yapım şekli açısından Avrupa’nın iş yapış şekillerine de hakim. Ciddi bir mühendislik avantajımız var. Sektör Çin’den hazır paket batarya ithal etmek yerine Türkiye’de yapmak ve dünyaya ihraç etmek istiyor.
“Sektör ‘Yönetmeliklerin nihai haline ulaşmasını’ bekliyor”
Hali hazırda depolama yönetmeliğinin taslağı EPDK tarafından yayınlanmış durumda. Çok ciddi yol alınmış olsa dahi Yönetmeliklerin son hali henüz Resmi Gazete’de yayınlanmadı. Sektör bunu bekliyor çünkü bu, toplam sahaya yansıyacak yatırımı etkileyen kritik birçok parametre içeriyor.
Enerji Depolama Endüstrileri Derneği olarak, Kamunun bakış açısına paralel şekilde, yönetmeliklerin katma değerin Türkiye’de üretilmesi, kaliteli sistemlerin Ülkemizde kullanılması ve yatırımcıların korunacağı şekilde tamamlanması adına sürece katkı sağlamaya çalışıyoruz. Sektör olarak Avrupa’da iş yapmaya başladık bile. Macaristan, Bulgaristan, İspanya gibi ülkelere ürün teslimleri ve kurulumları yapıyoruz. Şirketlerimiz yurt dışına sistem, hizmet ve yazılım ihracatı yapıyor olmanın yanı sıra farklı ülkelerde yatırım yapmaya dahi başladılar.
“Avrupa için çok iyi bir partner olma potansiyelimiz var”
Normalde bazı şeyler dünyada gelişir, sonra Türkiye bir şekilde bunu adapte eder, kaslarını ona göre geliştirmeye çalışır. Biz sektör olarak şu anda bunun tam tersini yapmaya çalışıyoruz. Tüm dünyada bu iş büyüyor. Avrupa’nın tamamı depolama yatırımlarında çok hızlı ilerliyor. Avrupa ile uyumlu iş yapış şekli, teknik yaklaşım, destek, yazılım gibi konuları hesaba katınca özellikle Avrupa için çok iyi bir partner olma potansiyelimiz var ve onlar da bunun farkında olduğundan şu an Türkiye’deki şirketlerle depolama alanında iş birliklerinin temelini oluşturuyorlar.
“Kamu Stratejisi Doğru”
Dünyada depolama sistemlerinde mevcut kurulmuş olan ve şebekeye hizmet veren kapasite 130 gigawatsaate yakın. Bu alanda projeksiyonlar ise 2035’in sonuna kadar 2 terawatt saat! Yani dünya genelinde 2.000 gigawattsaatlik bir kurulum gerçekleşmesi hedefleniyor. Bunun nedeni her yerde yenilenebiliri yaygınlaştırma ve oluşan kapasite sorunlarının yönetilmesi ihtiyacının olması. Bizde de aynı durum söz konusu. Stratejik olarak kamunun bu alanda çok doğru bir strateji belirlediğini düşünüyoruz.
“Finans koşulları ve izin süreçleri iyileşmeli”
Finans koşullarının iyileşmesi lazım çünkü Türkiye’de yatırım yapmak şu an pahalı bir noktada. Ama bu bir döngü olduğu için zaman içinde bu durumun değişeceğine inanıyoruz. Artık hemen her şey depolamada bitiyor ve Türk şirketleri yurt dışından bu alanda finansman getiriyor. Avrupa bankaları da yeşil bono gibi mekanizmalarla bu tip yatırımları fonlamayı tercih ediyor.