Kendi ürünlerini, kendi fabrikalarında, kendi özgün teknolojilerini kullanarak ve yüksek çalışma standartlarını benimseyerek üreten Epson; verimli, kompakt ve inovatif ürünler geliştirmeye devam ediyor. Sürdürülebilirliğin, gelecek nesiller için hayatı zenginleştireceğine inanan marka, gerçek zenginliğin toplum için değer yaratmak olduğunu benimsiyor.
Bugün, “Gerçek zenginlik nedir?” sorusunu yeniden değerlendirmemiz gereken bir noktadayız. Endüstriler geliştikçe toplum da finansal olarak büyüdü. Teknolojik ilerlemeler, yeni endüstrilerin yaratılması, ulaşım ve ticaretin gelişmesi mevcut yaşam standardını bir üst seviyeye taşıdı. Diğer yandan, kitlesel tüketim ise kaynak israfına ve hem üretim hem de ulaşımda artan fosil yakıt bazlı enerji tüketimine yol açtı. Bu gelişmeler; ormanların hızla yok olmasına, kuraklığa, sellere, iklim değişikliğinin hızlanmasına ve doğal kaynakların yok olmasına neden oldu. Bugün, tüm dünyada yok olan kaynakların yanında aynı zamanda eğitim ve bilgiye erişimde de artan bir eşitsizlikler bulunuyor. Bu eşitsizlik de beraberinde tehlikeli çalışma koşulları ve vasıfsız iş gücü gibi sorunlarını getiriyor.
Hem çevre hem de insanlar için çözüm yaratmak
Epson, kurumsal girişimleri aracılığıyla topluma nasıl daha iyi katkıda bulunabileceği konusunda çalışmayı sürdürüyor. Çevre ve gelişen endüstrinin bir arada var olabileceği bir dünyanın mümkün olduğuna inanan marka, sosyal eşitsizliği azaltmak ve insanların yaşamlarını zenginleştirmek için çalışma koşullarının ve eğitim faaliyetlerinin iyileştirilmesi gerektiğini benimsiyor. Epson, çevreye katkıda bulunan teknolojiler geliştirmeyi sürdürüyor. Marka, yalnızca ihtiyaç duyulan şeyi, ihtiyaç duyulan yerde ve zamanda ürettiği bir ekosistem vizyonunu benimsiyor. Bu vizyonu eyleme dönüştürme konusunda ciddi çalışmalar yürüten Epson, 2050 yılına kadar karbon negatif olarak yeraltı kaynaklarının kullanımını tamamen ortadan kaldırmayı hedefliyor.
Bu hedefe doğru atılan adımlardan başında markanın 2021’de Japonya’daki tüm grup tesislerinde, 2023 sonunda ise dünya çapındaki tüm grup tesislerinde yüzde 100 yenilenebilir elektriğe geçişi bulunuyor. Bu aksiyonu alan ilk Japon markası olan Epson, çevresel etkiyi en aza indirmek için yeni projeler geliştirmeyi sürdürüyor.
Daha yaşanabilir bir gelecek için yenilenebilir elektriği benimsemek
Epson, 2030’a kadar tedarik zincirindeki sera gazı emisyonlarını 2017 mali yılına kıyasla yüzde 55 (2 milyon tonun üzerinde) oranında azaltmak için 100 milyar yen yatırım yapmayı taahhüt ediyor. 1,5 derece senaryosuna uygun olan bu taahhüt, üretimdeki inovasyonu da teşvik ediyor. Üretim tesislerindeki ekipmanları geliştirerek düşük karbonlu yakıta geçen, yenilenebilir elektriği benimseyen ve fosil yakıt kullanan teknolojileri elektrik kullananlarla değiştiren marka, “karbonsuzlaştırmanın” alanını artırmaya devam ediyor.
Yüzde 100 sürdürülebilir bir operasyona ulaşmak
Epson, sadece karbon nötr değil aynı zamanda karbon negatif olmak için; üretim, ham madde işleme ve diğer iş faaliyetlerinde kullanılan enerji miktarını önemli ölçüde azaltmayı amaçlıyor. Önümüzdeki dönemde tamamen yenilenebilir elektriğe geçiş yapacak olan marka, üretimde sera gazı emisyonlarını önlemek için de iş ortaklarıyla harekete geçmeye hazırlanıyor.
Karbondioksit emisyonlarını telafi etmek için “karbondioksit yakalama” teknolojilerini kurmak için de çalışan Epson, toplam kaynak girdilerini azaltmaya, atıkları ortadan kaldırmaya ve yüzde 100 sürdürülebilir bir kaynak oranına ulaşarak yeraltı kaynaklarından arınmış bir operasyona geçiş yapmayı hedefliyor.