Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’yla aynı haftaya denk getirilen etkinlik, bu yıl New York Belediye Başkanı Eric Adams’ın yolsuzluk gerekçesiyle
yargıya intikal ettirilmesi sonrası ABD siyasetinde gerginliğin yükselmesiyle de çakıştı. Trump’ın başkanlığa geri dönme olasılığı ve bunun gezegenimiz için ne anlama geldiği de İklim Haftası’nın gündemindeydi. Trump’ın iklim kriziyle ilgili inkara varan pozisyonu çok tepki alıyor ancak bu tepkiler söylemlerinde değişikliğe yol açmadı. Demokratlar ise ABD’nin iklim davasını terk etmediği mesajını New York İklim Haftası boyunca güçlendirmeye çalıştılar.
Hem politikacıların hem de kurumsal şirketler ve sivil toplum örgütlerinin yoğun ilgi gösterdiği organizasyonda bu yıl en çok tartışılan konulardan biri karbon yoğun endüstrilerin karbondan arındırılmasına yardımcı olmak için gereken iklim dönüşümü finansmanı meselesiydi.
Etkinliği düzenleyen Climate Group adlı kâr amacı gütmeyen uluslararası organizasyonun CEO’su Helen Clarkson tüm etkinliğin teması olarak belirledikleri “Zamanı Geldi” söylemi etrafındaki 5 önemli ilkeyi de tanıttı.
- İnsanları ön planda tutmanın zamanı geldi.
- İklim değişikliğinin yoğun olduğu bölgelerde yaşayan insanların korunmasını ve direnç kazanmasını sağlamak amacıyla uzun süredir gecikmiş iklim finansmanını ödemenin zamanı geldi.
- Vatandaşları dinlemenin zamanı geldi.
- Kendimize karşı dürüst olmamızın zamanı geldi: İklim değişikliğini çözmek konusunda teknolojinin rolü hakkında dürüst olmamız gerekiyor.
- Fosil yakıtlar hakkında zorlu tartışmaları yapmanın zamanı geldi: Fosil yakıt şirketlerinin iş modellerini gerçekten değiştirmelerini nasıl sağlarız?
Dönüşüm Finansmanı: Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Sermayenin Kilidini Açmak panelinde, JPMorgan Chase ve BlackRock gibi büyük finans kuruluşlarından konuşmacılar, dönüşüm projelerini değerlendirmek için tutarlı bir küresel çerçeveye ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Öne çıkanlardan biri, yeşil tahviller ve sürdürülebilirlikle bağlantılı krediler üzerine yapılan tartışmaydı; panelistler, şeffaflık ve uyum politikaları iyileşirse bu araçların katlanarak büyüme potansiyeline sahip olduğunu belirttiler.
BNP Paribas’tan bir panelist, “Dönüşüm finansmanının başarısı, özellikle gelişmekte olan piyasalardaki net tanımlara ve küresel işbirliğine bağlı olacak” dedi.
Enerji geçişini kolaylaştırmak
Deloitte tarafından düzenlenen ve enerji geçişine odaklanan diğer oturumlar da şu temalara odaklanıyordu:
- Enerji dönüşümünün döngüsel doğası, endüstriyel üretim, mineral kaynakları, altyapının karbondan arındırılması ve şebeke modernizasyonu.
- Yeteneğin önemi ve rolü, riski azaltan finansman yapıları ile sermaye maliyetlerinin azaltılması, toplumsal değişimleri destekleyen iş modelleri ve yeni teknolojiler.
- Riski azaltma ve sermaye yatırımlarını yönlendirmede kamu-özel sektör ortaklıklarının rolü.
Commonwealth Fusion ve Baker Hughes’dan konuşmacılar, füzyon reaktörleri, şebeke yükseltmeleri, karbon yakalama, kullanım ve depolama gibi yeni teknolojilerin rolü
hakkında konuştular.
Nvidia ve Siemens, otonom enerji santrallerinin ortaya çıkışı ve yapay zekanın, hava koşullarındaki değişimlere göre yenilenebilir enerji sahalarının planlanması ve ulusal şebekelerdeki kapasitenin verimli bir şekilde kullanılması için nasıl kullanılabileceği konusunda çok etkileyici bir sunum yaptı.
Dünyanın en büyük elektronik üreticisi Foxconn, Meksika’daki yeni fabrikasının dijital ikizini oluşturmak için hızlandırılmış bilgi-işlem ve yapay zekayı kullandığından bahsetti.
Karbon piyasaları: Standartlar ve ölçeklendirme
Karbon piyasaları, finans profesyonelleri için tartışmalı bir odak alanı olmaya devam ediyor. Gönüllü karbon piyasalarının (VCM’ler) potansiyeli üzerine yapılan bir sohbette, bunların endüstriler için ek gelir akışı sağlarken net sıfır hedeflerine ulaşmaya nasıl yardımcı olabileceği tartışıldı. Ancak panelistler, VCM’lerin hâlâ olgunlaşma aşamasında olduğunu, karbon kredilerinin kalitesi ve yeşil aklama riskiyle ilgili endişelerin devam ettiğini vurguladı.
Bu gelişen pazarlarda şeffaflık ve izlenebilirliği sağlamak için bir çözüm olarak, karbon kredilerinin doğrulanmasında teknolojinin, özellikle de blok zincirin rolü vurgulandı.
Gelişmekte olan ülkeler ve insan hakları
Çeşitli sektörlerden konuşmacılar, dünya nüfusunun yüzde 85’inin gelişmekte olan ekonomilerde yaşadığını ve bu ülkelerin düşük karbonlu sistemlere geçişte başarılı olmasının kritik önemde olduğunu belirttiler.
UNFCCC – United Nations of Climate Change Yürütme Sekreteri Simon Steill, New York’taki bir etkinlikte yatırımcılara, zengin ülkelerin temiz enerji büyümesinden faydalandığını ancak ilerlemenin eşitsiz olduğunu ve yatırımcıların zengin ülkeler dışındaki “muazzam fırsatları” kaçırdığını söyledi. Bunu aynı zamanda küresel iklim eylemi için de büyük bir tehdit olarak gördüklerinden bahsetti.
Yatırım liderleri, bu bölgelerde temiz enerji için sermaye seferberliğinin zorluklarını vurguladı ancak sürdürülebilir finans aracılığıyla uzun vadeli getiriler için de önemli bir fırsat olduğunu aktardılar. Finansal aktörler, iklim dayanıklılığını ve karbonsuzlaştırmayı teşvik etmek için bu pazarlarla daha derin bir şekilde etkileşime girmeye teşvik edildi.
Ford Vakfı Sosyal Adalet Merkezi’ndeki etkinlik de iklim politikalarının insan haklarına saygılı olmasını sağlamak, şirketlerin net sıfır hedeflerine ulaşırken insan hakları taahhütlerini güçlendirmek için neler yapılabileceğini tartışmak için fırsat sundu.
Yatırımcılar emisyon kesintilerini duyurdu
Net-Zero Asset Owner Alliance, “iklim çözümlerine” yatırımlarını portföylerinin %6’sına kadar artırarak geçen yıl 555 milyar dolara ulaştığını aktardı. Diğer varlık yöneticileri ise şirketleri karbon ayak izlerini azaltmaya zorlamak için 2017’de başlatılan Climate Action 100+’dan ayrıldı. Financial Times‘a göre, ayrılan bu firmalar ABD Cumhuriyetçileri ve petrol şirketlerinden iklim girişimlerine karşı önemli bir tepkiyle karşı karşıya oldukları gerekçesiyle ayrıldı.
Kim ne dedi?
“1,5 C etrafındaki tartışmaları soluk soluğa izliyorum. Bu açığı kapatmasının zorlukları, bunun için ne gerektiği ve kimin bu açığı kapatmaya yardımcı olabileceği konusunda daha gerçekçi olmamız gerekiyor. Bu sorunun tüm cevaplarına sahip değiliz, ancak herkesin bir rolü olduğunu biliyoruz. Bir banka olarak kontrol edebileceğimiz birçok şey var, ancak kontrol edemediğimiz şeyler de var. Kontrol edebileceğimiz şeylere odaklanıyoruz.”
JPMorgan Chase & Co.’da Küresel Sürdürülebilirlik Başkanı Heather Zichal
New York İklim Haftası son gün
İlk 4 gün iklimle mücadelede finansman açığını kapatmaya odaklanan etkinlik son gününde işbirlikleri konusuna eğildi. Önerilen eylemler arasında, özellikle İklim Yatırım Koalisyonu gibi girişimler aracılığıyla kamu-özel sektör ortaklıklarının ölçeklendirilmesi yer aldı.
Politika yapıcıların, iklim yatırımlarını harekete geçirecek teşvikler yaratmak için özel yatırımcılarla daha derin işbirlikleri kurması gerektiği vurgulandı.
Bu arada, İngiliz Datamaran şirketinin Guggenheim Müzesi’nde düzenlediği etkinlik çok dikkat çekiciydi. Konuşmacılardan birisinin Philip Morris’den olması dinleyenler arasında ufak bir tepki yaratsa da etkinlik çok ses getirdi.
Ayrıca yapay zekanın şirketlerin yeşil aklama risklerini tespit etmelerine yardımcı olabileceği yüksek sesle dile getirildi. Yapay zekaya karşılık bu riskleri önlemek üzere ilkelere dayalı bir yaklaşım, iyi yönetişim, dürüstlüğün önemi de vurgulandı.
İklim teknolojisinin dönüştürücü gücü
Yapay zeka ve iklim teknolojisinin sürdürülebilir finans alanında devrim yaratma ihtimali önemli temalardandı ancak konuşmalar fikir aşamasından öteye gidemedi. Fintech ve iklim çözümlerinin kesişimi vurgulandı, gelişmiş yapay zeka araçlarının hem etki değerlendirmelerini hem de sürdürülebilir projeler için risk yönetimini yönlendirdiği bir gelecek üzerine tartışmalar yürütüldü.
İklim teknolojisi girişimcileri Marissa Beatty ve Apoorv Sinha, Clean Energy Ventures’ın Kurucu Ortağı ve Yönetici Ortağı Dan Goldman katıldığı oturum da hayli ilginçti. Girişim sermayesi ve politikanın yenilikçi yeni işletmeleri nasıl destekleyebileceği hakkında konuşuldu.
Şimdi bu etkinliğin katılımcılarının gözü Azerbaycan’da 11-24 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek COP29’da.