Daha önceki yazılarımızda inovasyonun 21. yüzyılın kaçınılmaz bir faaliyeti olduğundan bahsetmiştik. Aslında inovasyon marka olmanın kaçınılmaz bir parçası.
İnovasyon ne demek diye baktığımızda en basit tarifi ile yeni bir çözüm ortaya koymak diyebiliriz. Çözüm derken bu markanız için yeni bir ürün de olabilir, ana markanızın altında geliştireceğiniz yeni bir alt marka da olabilir veya iş yapış biçiminizde yapacağınız bir yenilik de olabilir. Örneğin, eğer dijitalde doğmuş bir marka iseniz ve kendinizi çok kanallı (omnichannel) bir markaya evirip fiziksel dükkan açmak istiyorsanız, bu da sizin için bir inovasyon faliyeti olabilir.
Yani o güne kadar ki iş yapış biçiminizin dışındaki faaliyetler inovasyon kapsamına girebilir. Girebilir diyorum çünkü yeni bir fikrin inovasyon olabilmesi için her şeyden önemlisi belirli bir amaç ve strateji doğrultusunda gelişiyor olması gerekir. Burada bahsettiğimiz yenilik yapmak için yenilik değil, markaya daha fazla anlam, önem, yeni ve sadık müşteri kazandırmak için yapılması gereken sistemli, düşünülmüş faliyetlerdir.
Dolayısıyla inovasyon faaliyetlerinin başarıya ulaşması için şirket ve marka stratejileriniz ile uyumlu olması, hatta onların içinden doğması gerekir.
İnovasyon sanırım korkutucu geliyor. Tabii bilinmeyeni yoktan var etmek kolay bir çalışma değil. Ama sadece mevcut marka ve ürün gamınıza bağlı kalıp, ara sıra başkalarının sizden önce düşündüğü fikirleri kopyalamak da güçlü bir marka olmayı – hatta marka olmayı- engeller.
Yanlış anlaşılmasın başkalarının yaptıklarından öğrenip, esinlenmek de her zaman için geçerli ve önemli bir yaklaşım olmuştur. Dikkat ederseniz burada esinlenmek kelimesini kullandım. Zira kopyalamak başka, esinlenerek kendi yolunuzu çizmek başka.
İnovasyon konusuna aşina olup, inovasyonun sizin endüstriniz için ne demek olduğunu ve bu alanda ne gibi eksikleriniz olup, bu eksikleri tamamlamak için neler yapmanız gerektiğini düşünmek ve bu konuda strateji oluşturmak gerçekten de bulunduğumuz yüzyılda çok önemli.
İnovasyona nereden başlamak gerek diye düşündüğünüzde size yardımcı olabilecek, esin kaynağı oluşturacak birçok başlangıç noktası bulabilirsiniz:
– Birleşmiş Milletler’in hazırladığı Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları sürdürülebilirlik alanında nasıl katkı sunabileceğinizi göstermesi ve sizin eksik yönlerinize ışık tutması açısından önemli bir kaynak.
– Sizin endüstrinizi etkileyen trendler her zaman için takip edilmesi gereken bir nokta. Bu konuda çalışma yapan birçok kuruluş var. Ama çok şükür ki artık teknoloji çağındayız – becerikli bir pazarlama uzmanı çalışanınız da sürekli olarak sizin alanınızdaki yenilikleri takip edip, rapor ve bilgi verebilir.
– Global pazarlarda yer alın veya almayın, globalde neler olduğunu sektörünüzdeki uluslararası markaların ne adımlar attığını takip etmek durumundasınız. Tekrar edelim, kopyalamak için değil, edineceğiniz bilgi ve esini sizin şartlarınıza uygulamak için.
– Eğer pazar araştırması yapmıyor iseniz yapmanızı öneririm. İstediğimiz kadar tecrübe sahibi olalım – hele de çok tecrübeliysek – bilgi körlüğüne sahip olma riski de taşıyoruz demektir. Bir söz vardır – ne bilmediğimi bilmiyorum diye. Ne bilmediğimizi bize gösterebilecek özgün çalışmalara ihtiyacımız var.
Bunlar gibi birçok katkı sunacak başlangıç noktaları bulup, inovasyon bizim için ne ifade ediyor diye düşünmenizi tavsiye ederim – bir ilk adım olarak. Zira inovasyon konusunu daha çok konuşacağız…
Sürdürülebilirlikle kalın…