MediaMarkt Türkiye, kullanılmış akıllı telefonları yenileyerek yeniden satışa sunup döngüsel ekonomiye katkı sağlıyor.
MediaMarkt Türkiye, bugüne kadar 100 binin üzerinde kullanılmış cihazı geri alarak, 25 bininden fazla yenilenmiş cep telefonunu yeniden satışa sundu. Şirketten yapılan açıklamaya göre, sürdürülebilirlik odağındaki ürün yaşam döngüsü stratejisini genişleten MediaMarkt Türkiye, çevre bilincinin arttığı bu dönemde döngüsel ekonomiye katkı sağlayan uygulamalarıyla öne çıkıyor. Kullanıcıların yenilenmiş akıllı telefonlara yönelik ilgisi, Türkiye’de de her geçen gün artarken, şirket bu alandaki hizmetlerini genişleterek sürdürüyor. MediaMarkt Türkiye’nin sürdürülebilirlik stratejisi, ürün kiralama, eskisini getir yenisini götür, onarım ve yenilenmiş ürünler olmak üzere dört ayaktan oluşuyor. Bu kapsamda şirket, kullanılmış cihazları geri alarak hem atık miktarını azaltıyor hem de ürünlerin kullanım ömrünü uzatıyor. Şu ana kadar geri alınan 100 binin üzerindeki cihazdan 25 binden fazlası yenilenerek tekrar piyasaya sunuldu.
Yetkili merkezlerde yenileniyor, sertifikalı olarak sunuluyor
Yenilenmiş akıllı telefonlar, önceki sahiplerinden alınarak yetkili Yenileme Merkezleri’nde kontrol ediliyor. Cihazların performansını etkileyen sorunlar tespit edilerek gideriliyor, gerektiğinde bazı parçalar orijinal ya da eşdeğer parçalarla değiştiriliyor. Yenileme işlemi sonrasında cihazlar fabrika ayarlarına döndürülerek satışa hazır hale getiriliyor. MediaMarkt Türkiye’nin 70 mağazasında ve internet sitesi üzerinden tüketiciyle buluşturulan telefonlar, ‘Mükemmel’ (G1) ve ‘Çok İyi’ (G2) statülerinde sertifikalandırılıyor. Ayrıca bu cihazlar, geri dönüştürülebilir malzemelerden üretilmiş ambalajlarla sunuluyor. MediaMarkt’ın faaliyet gösterdiği ülkeler arasında bu hizmetin ilk kez Türkiye’de hayata geçirilmiş olması, uygulamanın önemini artırıyor. Şirket tarafından bir yıl garantiyle satışa sunulan yenilenmiş telefonlar, tüketicilere hem ekonomik hem de çevreci bir alternatif sağlıyor. Yenilenmiş cihaz kullanımı, altın, gümüş ve bakır gibi metallere olan talebin azalmasına da katkı sağlayarak madencilik faaliyetlerinin çevresel etkilerinin hafifletilmesine yardımcı oluyor.