Salı, Ocak 14, 2025

Sürdürülebilirlikte Kısırdöngü; Los Angeles Yangınları

Los Angeles ve çevresi günlerdir yanıyor. Bu ve benzeri büyük yangınların temel sebeplerinin doğa koşulları, insan kaynaklı hatalar ve iklim değişikliğinin etkileri olduğunu biliyoruz.

Güney Kaliforniya bölgesi, özellikle Los Angeles çevresi, uzun süredir kuraklık sorunuyla mücadele ediyor. Sıcaklıkların yüksek seyretmesi, düşük nem oranı ve bitki örtüsünün kuruması yangınları olduğundan daha geniş bir alana yayıyor. Bölgede her yıl görülen Santa Ana sıcak rüzgârlarının etkisini de unutmamak lazım. Bu rüzgârlar, yangınların hızla yayılmasına neden olan en büyük faktörlerden biri. Yangın söndürme çalışmalarını zorlaştırması ise cabası.

Los Angeles Yangınları
Los Angeles ve çevresi günlerdir yanıyor. Bu ve benzeri büyük yangınların temel sebeplerinin doğa koşulları, insan kaynaklı hatalar ve iklim değişikliğinin etkileri olduğunu biliyoruz.

Santa Ana rüzgârları yangınları sadece yaymakla kalmıyor, aynı zamanda söndürme çalışmalarını da zorlaştırıyor. Ve tabii olmazsa olmaz küresel ısınma. Yazların daha sıcak ve uzun geçmesi, kışların yağışsız geçmesi de yangın sezonunu uzatıyor. Dolayısıyla Los Angeles yangınlarının tek bir nedeni yok. Doğal şartlar, iklim değişikliği ve insan faktörlerinin birleşimi bu yangınları daha tehlikeli hale getiriyor. Özellikle küresel ısınmanın etkisiyle bu tür yangınların daha da artması bekleniyor. Peki ya ‘sürdürülebilirlik’ bu felaketin neresinde? Tam da odağında! Nasıl mı?

Kısırdöngü

Los Angeles gibi yangınların sık yaşandığı bölgelerde sürdürülebilirlik; doğal kaynakların korunmasıyla ve iklim değişikliğiyle doğrudan bağlantılıdır. Öyle ki, bu yangınlar, sürdürülebilirlik açısından bir kısır döngü yaratır. İklim değişikliği daha fazla yangına neden olur. Sıcaklıkların yükselmesi, kuraklık ve aşırı hava koşulları yangın riskini artırır. Yangınlar ise iklim değişikliğini hızlandırır. Orman yangınları, atmosfere büyük miktarda karbon emisyonu salar. Ormanlar karbon depolar; yandıklarında bu karbon serbest kalır ve küresel ısınma hızlanır. Bu döngüyü kırmak için sürdürülebilir orman yönetimi ve karbon salımını azaltacak politikalar şarttır.

Yangınlar, sürdürülebilirliğin temel ilkelerinden biyolojik çeşitliliğin korunmasını tehdit eder. Yangınla ormanlar, bitki örtüsü ve doğal yaşam alanları yok olur. Özellikle Los Angeles çevresindeki endemik türler, bu yangınlarda ciddi tehlike altına girmiş olabilir.

Los Angeles gibi şehirlerin çevresinde orman yangınlarının sık yaşanması, sürdürülebilir şehir planlaması eksikliğinin de göstergesidir. Uzmanların hep uyardıkları üzere, yerleşim bölgeleri doğal orman alanlarının çok yakınında kurulmamalıdır. Yangınlara dayanıklı altyapı ve yeşil alan planlaması gibi sürdürülebilir şehir çözümleri henüz Amerika gibi bir dünya devinin bile tam anlamıyla uygulayamadığı çözümler.

Diğer yandan, yangın söndürme çalışmaları büyük miktarda su tüketimine neden olmakta. Zaten sürekli kuraklık yaşayan bir bölge olan Kaliforniya’da, bu su kullanımı doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimini daha da zorlaştırır. Yangınlarla mücadelede suyu daha verimli kullanmak, sürdürülebilir su yönetiminin bir parçasıdır.

Tabii işin bir de sosyal sürdürülebilirlik boyutu var. Orman yangınları, sadece ekosisteme değil, ekonomiye ve topluma da zarar verir. Yangınların ardından devletler milyarlarca dolarlık zararı karşılamak zorunda kalır. İnsanlar evlerini kaybeder, göç etmek zorunda kalır ve bu da sosyal sürdürülebilirliği tehlikeye atar. Özetle bu yangınlar ekonomik sürdürülebilirliği baltalar. Sonuç olarak, orman yangınlarıyla mücadele sürdürülebilir bir gelecek için şarttır.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Daha fazlası...