Cumartesi, Kasım 23, 2024

Trump’ın yeniden başkan olması iklim politikalarını nasıl etkileyecek?

Biden döneminin iklim politikaları

ABD Başkanı Joe Biden, temiz enerjiye yüzlerce milyar dolar ayırdı. Arabalardan, petrol kuyularından ve enerji santrallerinden salınan emisyonları düşürmeye odaklanan, kirliliği azaltan birçok yeni düzenlemeyi yürürlüğe koydu. Bu düzenlemelerden bazıları politika malzemesi olarak kullanılmak üzere tasarlanmıştı. Vergi indirimleri yoluyla güneş enerjisinin özendirilmesi, elektrik araç satışlarını artırma zorunluluğu, sermayenin yeşil işler yaratmak üzere yönlendirilmesi gibi uygulamalarla destek kazanmayı denedi.

Bu yaklaşım, özellikle Cumhuriyetçilerin ağır bastığı bölgelerde daha da belirgin bir şekilde uygulandı.

Biden’ın politikaları sürdürülecek mi?

Cumhuriyetçi aday ve eski başkan Donald Trump, Washington’ın iklim değişikliği ile mücadelesini sonlandıracak vaatlerle dolu bir seçim kampanyası yürütürken, kömür santrallerinin kapatılmasını teşvik eden düzenlemeleri kaldıracağını söylüyor. Demokrat aday Kamala Harris ise Biden’ın iklim politikalarını koruyacağını her fırsatta dile getiriyor.

ABD’nin yeşil enerjiye geçişine destek veren yatırımcılar, analistler ve sektör uzmanları, kazanması durumunda Trump’ın ülkenin yeşil dönüşümünü tamamen durduramayacağından oldukça emin. Trump’ın seçim kampanyalarındaki mesajlarına rağmen Enflasyonu Düşürme Yasası olarak bilinen 2022 İklim Yasası’nın siyasi değişimlere dayanıklı bir şekilde inşa edilmiş olması bu düşünceyi destekler nitelikte. Hatta krediler ve hibe destekleri Cumhuriyetçilerin kalesi konumundaki bölgelere doğru akmaya başladı bile.

  • Görüş: 2021’den bu yana Biden’ın çizdiği tabloda köklü değişiklikler yaşanmasa da sürecin yavaşlama ihtimali yüksek görünüyor. Doğal Kaynaklar Savunma Konseyi’nin (NRDC) Eylem Fonu Başkanı Manish Bapna, Trump 2.0’ın, iklim politikalarından ve yatırımlardan çekileceğini, çok daha maliyetli ve yıkıcı bir geçiş süreci yaratacağını düşünüyor.

Bloomberg Green tarafından hazırlanan analizde, Trump’ın Beyaz Saray’a geri dönmesi durumunda Biden dönemindeki iklim girişimlerinin geleceği, dayanıklı, savunmasız ve aşırı savunmasız olmak üzere üç kategoride incelendi.

Dayanıklı girişimler

IRA kredileri: Trump, Enflasyon Düşürme Yasası kapsamında iklim fonlarını yeniden şekillendirme sözü verdi. Ancak temiz enerji için sağlanan sübvansiyonları kaldırmak politik olarak zor olabilir. Temiz enerji savunucusu E2’ye göre, yasayla serbest bırakılan sermayenin yaklaşık %90’ı Cumhuriyetçilerin ağırlıklı olduğu eyaletlere aktı. Daha da önemlisi bu kaynaklar Washington’daki Cumhuriyetçilerin vazgeçmek istemeyebileceği kadar etkin ve ekonomik büyümeye katkı sağlıyor.

İklim fonu: İklim programlarına ayrılan fonları geri almak Trump’ın yapılacaklar listesindeki bir diğer madde. Böyle bir hareket, temiz enerji girişimlerine ayrılmış ancak henüz kullanılmamış milyarlarca dolarlık hibe ve desteği riske atabilir. Trump’ın henüz yapılmamış harcamaları durdurma ihtimali kolay olabilir. İklim harcamaları ve temiz enerji yatırımları için ayrılan milyarlarca dolarlık bütçe başkanlık devir teslimine kadar hükümetin kasasında kalmaya devam ediyor. Bu riskin farkında olan Biden yönetimi, bütçeyi hızla dağıtmak için çalışmalarını sürdürüyor.

Savunmasız girişimler

Temiz teknoloji kredileri: Biden yönetiminin Enerji Bakanlığı’na bağlı Kredi Programları Ofisi birçok temiz enerji projesini destekliyor. Projelere sağlanan kaynakların erişilebilir bir şekilde kalabilmesi için çeşitli seçenekler düşünülüyor. Bu krediler, fosil yakıtlar, madencilik ve nükleer enerji gibi endüstrilere bağlı teknolojilere odaklanacak şekilde yeniden tasarlanıyor.

Metan baskısı: Petrol şirketlerini sızıntıya meyilli ekipmanları değiştirmeye ve vanalardan, kompresörlerden ve diğer ekipmanlardan kaçan metanı düzenli olarak aramaya zorlayan Çevre Koruma Ajansı (EPA) kuralları geçen Aralık ayında kesinleşti. EPA, federal mahkemeye petrol endüstrisi için yaptığı itirazı çekmişti. Trump tarafından yönetilen bir EPA, itirazı yeniden yürürlüğe koyarak kuralların uygulanmasını geciktirebilir.

Son derece savunmasız girişimler

Elektrikli arabalar:
Egzoz kirliliğini sınırlayan EPA düzenlemesine atıfta bulunan Trump, “elektrikli araç zorunluluğu” olarak tanımladığı uygulamayı sona erdireceğini açıkladı. Uygulama, otomobil üreticilerini çok daha fazla elektrikli ve hibrit araç satmaya zorlarken, yanmalı motor modellerinin satışlarını azaltmayı hedefliyor. İkinci bir Trump yönetimi, bu değişimi zorunlu kılan kuralı kolayca yürürlükten kaldırabilir ve değiştirebilir.

Açık deniz rüzgarı enerjisi: Trump, kiralama süreci ve proje izinleri için federal hükümete bağlı olan açık deniz rüzgar enerjisine açıkça karşı tavır sergiliyor. Trump 2.0 döneminde bu hususta en büyük risk, henüz İçişleri Bakanlığı’ndan onay almamış rüzgar projeleri hakkında olacak.

Elektrik santrallerine uygulanan sınırlamalar: Trump seçimi kazanırsa ABD’de kömürle çalışan elektrik santralleri ve yeni inşa edilen gaz ünitelerinin karbondioksit salımını azaltmasına yönelik sınırlamaların yürürlük tarihi gecikebilir. Bu durum, Biden yönetimi uygulamalarına göre kapatılması gereken bazı kömür santrallerinin ömrünü uzatabilir.

LNG ihracat izinlerinin durdurulması: Biden, sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracı için yeni lisans verilmesini durdurmak için yetkisini kullanmıştı. Trump, seçilmesi durumunda bu uygulamayı kaldıracağını ve ilk günden itibaren yeni LNG ihracatını onaylayacağını açıkladı.

İklim diplomasisi:
Trump 2.0, yalnızca Paris Anlaşması’ndan çekilmekle kalmayıp aynı zamanda ABD’yi 32 yıllık BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nden de çıkabilir. Bu kararların, kapsamlı ve kalıcı etkileri olabilir. Daha da önemlisi, ABD’nin iklim görüşmelerinden yıllarca uzak kalmasına neden olabilir.

Hüseyin Koyuncuoğlu

Daha fazlası...