Güneş enerjisiyle çalışan yeni bir sistem sayesinde deniz suyundan düşük maliyetli yeşil hidrojen üretilirken, yan ürün olarak içme suyu da elde ediliyor.
Cornell Üniversitesi liderliğinde yürütülen uluslararası bir araştırma ekibi, çevreci enerji üretiminde çığır açan bir buluşa imza attı. Araştırmanın detayları, 9 Nisan’da Energy and Environmental Science dergisinde yayımlandı. Geliştirilen hibrit sistem (HSD-WE), deniz suyunu doğal güneş ışığı altında elektroliz yöntemiyle parçalayarak saatte 200 mililitre hidrojen üretimi sağlıyor. Enerji verimliliği yüzde 12,6 olan bu sistem, aynı zamanda suyu tuzdan arındırarak içilebilir hale getiriyor. Cornell Üniversitesi’nden yardımcı doçent Lenan Zhang, “Su ve enerji hayatımız için kritik. Ancak genelde daha fazla enerji üretmek için daha fazla su tüketmek zorundayız. Biz ise bu dengeyi değiştirmeyi hedefledik.” dedi.
Deniz ve Güneş Etkisi
Zhang, sistemin hem güneş ışığından hem de deniz suyundan tam anlamıyla yararlanabildiğini belirtti. Geleneksel güneş panellerinin kullanamadığı ısı enerjisi, bu sistemde deniz suyunu buharlaştırmak için kullanılıyor. Elde edilen buhar, tuzdan arındırılarak önce içme suyuna, ardından da elektroliz yoluyla hidrojene dönüştürülüyor. Zhang’ın ekibi, bu teknolojinin 15 yıl içinde yeşil hidrojen üretim maliyetini kilogram başına 1 dolara kadar düşürebileceğini ve bu sayede 2050 net sıfır emisyon hedefi için önemli bir adım atılabileceğini öngörüyor.
MIT, Johns Hopkins ve Michigan State Üniversitesi’nden bilim insanlarının da yer aldığı araştırma, ABD Ulusal Bilim Vakfı tarafından destekleniyor. Zhang, bu teknolojinin güneş tarlalarında kullanılarak panellerin soğutulabileceğini ve böylece verimliliklerinin artırılabileceğini vurguluyor. Cornell Üniversitesi’nin geliştirdiği bu yenilikçi sistem, güneş enerjisiyle deniz suyundan hem içme suyu hem de yeşil hidrojen üretimi sağlayarak çevreci, ekonomik ve sürdürülebilir bir çözüm sunuyor