Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, elektrik talebinde küresel bir artış beklenirken, yenilenebilir enerji ve nükleer enerjiden kaynaklanan rekor seviyedeki enerji üretimiyle bu artışın karşılanması bekleniyor. Bu durumda, emisyonların yapısal bir düşüşe geçmesi muhtemeldir.
Paris merkezli kuruluşun son raporuna göre, yapay zeka, kripto paralar ve veri merkezleri gibi faktörlerle desteklenen gelişmekte olan ekonomilerde güçlü bir büyüme nedeniyle, elektrik talebi 2026 yılına kadar yılda ortalama %3.4 oranında artmaya devam edecek. Ancak düşük emisyonlu enerji kaynakları olan rüzgar, güneş, hidro ve nükleer enerji gibi kaynakların, diğerlerinin yanı sıra, 2026 yılına kadar dünya elektrik üretiminin neredeyse yarısını oluşturması bekleniyor; bu oran geçen yılın hemen altında %40’tan yükselmiş olacak. Bu durum, enerji üretiminden kaynaklanan küresel karbondioksit emisyonlarının düşmesini beklenen bir trendi yansıtmaktadır.
IEA’nın İcra Direktörü Fatih Birol, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, “Yenilenebilir enerjilerin hızlı büyümesi ve nükleer enerjinin istikrarlı genişlemesi, önümüzdeki üç yıl içinde küresel elektrik talebindeki tüm artışla başa çıkmak üzere bir araya gelmeleri, bizi cesaretlendiriyor.” dedi.
“Bu durum büyük ölçüde, giderek daha ucuz hale gelen güneş enerjisinin öncülük ettiği yenilenebilir enerjilerin arkasındaki büyük ivmeden kaynaklanmaktadır. Ayrıca nükleer enerjinin önemli bir geri dönüşü tarafından desteklenmektedir ve 2025 yılında nükleer enerji üretiminin tarihi bir yüksekliğe ulaşması beklenmektedir.”
EA açıklamasına göre 2023 yılında, elektrik üretiminden kaynaklanan küresel CO2 emisyonları %1 arttı, ancak IEA bu yıl için %2’den fazla ve önümüzdeki iki yıl için daha küçük düşüşler öngörüyor. Daha temiz enerji kaynaklarından gelen üretimin, 2018 ile 2023 arasında görülen yıllık büyüme oranının iki katına çıkması beklenirken, kömürle çalışan enerji üretiminin ise 2026’ya kadar yılda ortalama %1.7 azalması tahmin ediliyor.
Rüzgarlı enerjinin hızlı büyümesi, nükleer enerji tarafından desteklenecek. Rapora göre, birçok ülkenin nükleer enerjiyi kademeli olarak terk ettiği veya tesisleri erken kapatma kararı almasına rağmen, nükleer enerji üretiminin 2026 yılına kadar yılda ortalama %3 civarında artması bekleniyor.
Fransa ve Japonya birçok santrali tekrar devreye alırken, Avrupa, Çin, Hindistan ve Kore’de yeni reaktörler faaliyete geçecek. IEA’ya göre, Asya büyük olasılıkla büyümenin ana itici gücü olmaya devam edecek ve 2026 yılında küresel nükleer enerji üretiminin %30’unu elde edecek.
Yıllardır, nükleer enerji, temiz enerji tartışmalarının merkezinde yer almıştır. Fransa gibi destekçiler, nükleer enerjinin fosil yakıtlara karşı güvenilir, düşük karbonlu bir alternatif olduğunu savunurken; Almanya gibi karşıtlar, reaktör kazalarından ve atıklardan kaynaklanan maliyetlerin ve risklerin çok yüksek olduğunu iddia etmektedir.
Geçen yıl Birleşmiş Milletler’in COP28 iklim zirvesinde, ABD ve 21 diğer ülke, yüzyıl ortasına kadar nükleer enerji kapasitesini üçe katlamaya söz verdiler.
IEA’nın tahminine göre, elektrik talebindeki çoğu artışın çıkacağı yer gelişmekte olan pazarlardır. Çin’in büyümeye en büyük katkıyı yapması bekleniyor; güneş PV modüllerinin üretimi, elektrikli araçlar ve ham madde işleme gibi faktörlerle tüketimi artacak. Diğer yandan, Hindistan ise büyük ekonomiler arasında en hızlı büyüyecek ülkelerden biri olarak öngörülüyor.
Ajansta belirtildiğine göre, yapay zeka, veri merkezleri ve kripto paraların hızlı genişlemesi de büyümenin bir itici gücü olacak; bu teknolojilerin enerji talebinin, Japonya’daki elektrik tüketimine eş değer olarak kabaca iki katına çıkabileceği öngörülüyor.
IEA’ya göre, geçen yıl, yüksek enflasyon ve düşük endüstriyel üretim etkisi nedeniyle, gelişmiş ekonomilerin elektrik talebi artışı 2022’deki %2.4’ten %2.2’ye yavaşladı.
IEA açıklamasına göre ABD’de talep, 2022’de %2.6 arttıktan sonra %1.6 azaldı, bu durumun temel nedeni daha ılıman hava koşullarının ısıtıcı ve soğutucu kullanımını azaltmasıydı. Ancak talebin bu yıl 2026’ya kadar toparlanması bekleniyor. Avrupa Birliği elektrik talebi, enerji fiyatlarında düşüşe rağmen 2023’te ikinci yıl üst üste azaldı ve en erken 2026’ya kadar yüksek seviyelere dönmesi beklenmiyor.