Küresel reklam sağlayıcısı Adform, yakın zaman önce, küresel ısınma ile mücadele kapsamında, Birleşmiş Milletler’in Bilime Dayalı Hedefler Girişimine (SBTi) katılan ilk küresel DSP olduğunu duyurdu. Adform Türkiye & MEA & Orta Asya Ülke Müdürü Cem Eroğlu “Reklamverenler, kampanyalarında daha az yakıt, kağıt ve enerji harcayan teknolojileri tercih ederek sürdürülebilir reklamcılığı mümkün kılabilirler.” dedi.
Dünyamız, enerjisinin büyük bölümünü kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtlardan karşılıyor. 2023 yılında, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi ve su gücüne dayalı enerji üretimi için dünya genelinde 99 milyar dolarlık yatırım yapıldı; bu rakam Türkiye’de ise 7 milyar dolar. Yatırım miktarları kulağa ne kadar güzel gelse de, fosil yakıtlardan enerji üretim oranı hâlâ oldukça yüksek seyrediyor. ABD, günümüzde, yıllık enerjisinin yüzde 81’ini fosil yakıtlardan elde ediyor; bu rakam Asya’da yüzde 78, Avrupa’da yüzde 70, Türkiye’de ise yüzde 84. Bu noktada, karşımıza bir felaketler zinciri çıkıyor. Fosil yakıt tüketimi beraberinde sera gazı salınımını getiriyor. Buna bağlı olarak ise sel, orman yangınları, kuraklık, buzulların erimesinden kaynaklı deniz seviyesinin yükselmesi…
Küresel ısınma ile birlikte tarımsal üretimin, ürünün türüne göre yüzde 3 ila yüzde 20 oranında azalması bekleniyor. Bunun asıl nedeni, aşırı kuraklık sonucu ekinlerin yanması ya da sel nedeniyle harap olması. Felaketler zinciri bir mikrop gibi dünyanın tüm elementlerine yayılıyor; bir nevi dünyamız can çekişiyor. Peki, sera gazı salınımına sadece dev bacalara sahip fabrikalar, uçaklar ya da otomobiller mi neden oluyor? Kısa cevap, pek değil.
Reklam sektörünün sera gazı salınımına katkısı azımsanamaz
Sera gazı salınımının tüm sorumluluğunu günlük hayatta karşılaştığımız yaygın unsurlara atarken, reklam sektörünün bu konudaki etkisini gözden kaçırabiliyoruz. Yapılan araştırmalar, sadece İngiltere’deki reklam sektörünün, 56 adet kömürle çalışan elektrik santralinin atmosfere saldığı karbondioksit kadar sera gazı salınımına neden olduğunu ortaya koyuyor.
Reklam kampanyalarında kullanılan kağıt afiş ve boyalar, bu gereçlerin üretiminde harcanan enerji miktarı, ilanların panolara asılması ve sökülmesi için kullanılan araçlar, dijital reklam kampanyaları için kullanılan yüksek hacimli bilgisayarlar ve bu bilgisayarları besleyen enerji tesisleri… Bu liste uzar gider; çünkü ister fiziki ister dijital olsun, her reklam faaliyeti sera gazı salınımına neden oluyor.
2030 yılına kadar emisyonları azaltmayı taahhüt ediyoruz
Adform olarak, sürdürülebilirlik ve yeşil reklamcılık konularında çok keskin sınırlara sahibiz. Bu nedenle, sürdürülebilirlik çalışmalarımıza sürekli olarak yenilerini eklemeye devam ediyoruz. Yakın zaman önce, bu kapsamda önemli bir kilometre taşı kaydettik. Küresel ısınma ile mücadele kapsamında, Birleşmiş Milletler’in Bilime Dayalı Hedefler Girişimine (SBTi) katılan ilk küresel DSP olduk. Böylece, 2030’a kadar emisyonları azaltma taahhüdümüzün altını çizdik.
Reklam sektörü, küresel ısınma ile mücadele edebilir
Reklam sektörü, küresel ısınma ile mücadele etmek için birçok imkana sahip. Dünya ekonomi sistemindeki üretim tüketim ilişkilerini reklam sektörünün belirlediği bir gerçek. Eğer reklam sektörü global çapta Adform’un yaptığı gibi hem BM’nin SBTi kuruluşuna hem de Ad Net Zero gibi karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik uluslararası çalışmalara katılırsa, gezegenimiz kısa sürede küresel ısınmadan daha az etkilenen bir noktaya erişebilir.
Şirketlerin, önceliklerini tekrar gözden geçirmeleri gerekiyor
Günümüzde, sürdürülebilirlik kavramını bu kadar sık duymamızın bir sebebi var. Dijitalin gelişmesiyle küresel olaylara karşı duyarlılığımız arttı. Artık şirketler, her yıl kamuoyuna ne kadar su, kağıt ya da yakıt tükettiklerini raporluyorlar. Şirketlerin, aynı özeni reklam çalışmalarında da göstermeleri gerekiyor.
2023 yılında, küresel çapta 385 milyar dolar reklam harcaması yapıldı. Markaların reklam yaparken önceliği hedef kitleye nasıl ulaşacaklarını hesaplamak oluyor. Bu listeye, oldukça üst sıralardan bir öncelik daha eklemek gerekiyor; ne kadar az karbon salınımı yaparak reklam kampanyasının düzenlenebileceği. Reklamverenler, karbon emisyonunu minimuma indiren teknolojilere sahip ajanslarla çalışarak, sürdürülebilirlik raporlarında bu konuya da yer verebilirler.
Adform olarak, uzun yıllardır yol haritamızı karbon emisyonunu mümkün olan en düşük seviyede tutacağımız şekilde belirliyoruz. Daha az enerji tüketimi ile büyük kitlelere ulaşmak mümkün. Dijital reklam kampanyalarımız da hedef kitleye doğrudan ulaşan teknolojileri kullanarak daha az enerji harcıyor ve daha büyük kitlelere ulaşıyoruz.