İşletmeniz için net sıfır, değer zincirinizdeki faaliyetlerin iklim üzerinde net bir etki yaratmadığı bir duruma ulaşmak anlamına gelir. Bu, emisyonların bilime dayalı yollara uygun olarak hızla azaltılması ve kalan emisyonların karbon giderimleriyle dengelenmesi anlamına gelir.
Dünyadaki yıllık GSYH’nin yaklaşık %40’ı, en geç 2050 yılına kadar ulaşılmak üzere net sıfır emisyon hedeflerini tartışan veya yasal olarak belirlemiş olan uluslardan ve bölgelerden gelmektedir. Daha düşük karbonlu bir ekonomiye geçişle ilgili değişiklikler önemli riskler oluştururken, iklim değişikliğini hafifletme ve uyum çözümlerine odaklanan kuruluşlar için de önemli fırsatlar yaratmaktadır.
İşletmeler, kamuya açık bir hedef taahhüdünde bulunarak, ulusal hükümetler düzeyinde bile başka yerlerde iklim eylemine ilham verebilir, tüketicilerine ve kamuoyuna anlamlı bir iklim liderliği sinyali verebilir ve bilime dayalı net bir hedefe ulaşma konusunda kendilerini sorumlu tutabilirler. Genel olarak, taahhütler için üzerinde anlaşmaya varılan asgari kriterler, verilerin izin verdiği ölçüde tüm gazları ve tüm faaliyetleri ve kapsamları içermelerini; 2050 yılına kadar (veya kapasite ve eşitlik nedenleriyle daha erken) net sıfıra ulaşmalarını; ara hedefler koymalarını; acil eylemi ana hatlarıyla belirtmelerini gerektirmektedir.
Elbette bir hedefin taahhüt edilmesi, net sıfıra ulaşma yarışında yalnızca bir ilk adımdır. Net sıfır emisyon taban çizgilerini ölçmeye, yeni bir net sıfır taahhüdü belirlemeye ve duyurmaya, net sıfır iş planı geliştirmeye, işletmenizin ilerlemesini yayınlamaya ve işletmelerin birlikte net sıfıra gitmelerini sağlamak için ortaklıklar kurmaya yardımcı olmak için incelenmiş, bilimsel olarak güvenilir araçlar, raporlar ve çerçeveler sunuyor.
Önde gelen ekonomistler, Lords Economic Affairs Committee’yi net sıfıra geçişin kamuoyunun düşündüğünden daha pahalı olacağı konusunda uyardı.
Telegraph’ın haberine göre Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü kıdemli uzmanı Olivier Blanchard net sıfıra geçişin “gerekli” ancak “insanların hayal ettiğinden çok daha pahalı” olduğunu söyledi.
“Halk bunun kendileri için maliyetli olacağına inanmıyor ya da inandırılmadı. Maliyetli olacak ve bu mesajın iletilmesi gerekiyor. Bence gerçekçi olmak gerekirse, bunun bir süre için borçla finanse edilmesi gerekeceğini, yani faiz dışı açığın biraz daha büyük olması gerekeceğini kabul etmeliyiz. Önümüzdeki birkaç yıl için muhtemelen %0,5’lik bir artışın ihtiyaç duyulan mutlak minimum oran olduğunu düşünüyorum.”
Oxford Üniversitesi ekonomi profesörü Sir Dieter Helm, Lordlar Kamarası’na net sıfıra geçişin kendini amorti edeceğini düşünmenin “hayalcilik” olduğunu söyledi.
Helm, “işlettiğimiz ve çevrelerini kirlettiğimiz kirletici sistemin yerine geçecek borcu bir sonraki nesle ödetmenin “nesiller arası olarak yanlış” olduğunu” sözlerine ekledi.
“Müşteriler ve vergi mükellefleri, şu ya da bu şekilde, OBR (Bütçe Sorumluluk Ofisi) ve diğerleri tarafından varsayılandan daha büyük maliyetleri finanse etmek zorunda kalacaklar çünkü yeni teknolojilerin maliyetlerini yanlış hesaplıyorlar ve bu hatanın yönü çok büyük.”
