Dünyadan Haberler

Bitki Bazlı Gıda Sistemlerinin Çevresel Faydaları

Bitki bazlı gıda sistemlerine yatırım yapmak, yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımlardan elde edilecek emisyon azaltımının beş katından fazlasını ve elektrikli araçların sağlayacağı emisyon azaltımının dört katını sağlayabilir. Bitki bazlı gıda sistemlerine yönelmek, çevresel faydalar açısından çok daha etkili bir seçenek sunuyor.

bitki bazlı gıda

Bugün, New York İklim Haftası'nın başlangıcında Tilt Collective ve teknoloji firması Systemiq tarafından yayımlanan yeni bir raporda, bitki bazlı gıda sistemlerini geliştirmek için 250 milyon ile 500 milyon dolar arasında bir başlangıç yatırımı yapılmasının, nihayetinde 7 milyar dolarlık kamu ve özel finansmanı tetikleyebileceği ve yeni pazar fırsatları yaratabileceği hesaplandı.

Çalışmada, bitki bazlı gıda üretimi ve diyetlerinden elde edilen emisyon tasarruflarının, hayvancılık üretim tekniklerinin daha sürdürülebilir hale getirilmesiyle elde edilenlerden çok daha yüksek olduğunu ortaya çıktı. Örneğin, bitki bazlı gıda tüketime ve üretime yapılan yatırımların, hayvan gübrelerini azaltma veya yenileyici tarım gibi tekniklerle yapılan iyileştirmelere göre, her 1 milyar dolarlık yatırım için ortalama emisyon azaltımının 2.5 katı daha fazla olduğu ortaya çıktı.

Tilt Collective CEO’su Sarah Lake, “Bitki bazlı bir gıda sistemine geçiş, bir iklim yatırımı olarak olağanüstü bir getiriyi sağlar ve iklim açısından sağladığı büyük faydalar ortada.” dedi. "Elbette diğer sektörler ve gıda çözümlerine de yatırım yapmamız gerekiyor, ancak bitki bazlı gıda sistemlerine yapılan yatırımların, harcanan paraya oranla çok daha fazla emisyon azaltımı sağladığı gerçeği inkar edilemez."

Lake, "Ancak bugüne kadar yapılan yatırımlar çok düşük; toplam fonlamanın yalnızca yüzde iki kadarına ulaşılabildi. Bitki bazlı gıda sistemlerine daha fazla yatırım yapmak, muazzam iklim faydaları sağlayacak ve doğa, insan sağlığı ve hayvanlar için kazançlı bir durum oluşturacak." dedi.

Rapor, bitki bazlı gıda sistemine yapılacak yatırımların, diğer sektörlerdeki karbondan arındırma çabalarının karşılamakta zorlandığı alanların önünü açacağı vurgulandı. Örneğin, daha bitki bazlı diyetlere geçiş, ABD ve Çin'den sağlanan mevcut tatlı su çekimlerine eş değer olan 1,100 kilometrekare su tasarrufu potansiyeline sahip ve 2050 yılına kadar yıllık 3.4 trilyon dolar sağlık tasarrufu sağlayabilir.

Ayrıca, mevcut gıda sistemi yaklaşık 3.8 milyar hektar arazi kullanırken, bu alanın 2050 yılına kadar 4 milyar hektarın üzerine çıkması bekleniyor. Bitki bazlı gıda sistemi, yüzyılın ortalarına kadar karbon depolamak ve artan gıda üretimi için en az 1.6 milyar hektar arazinin yok olmasını önleyebilir.

Araştırmada daha az hayvancılık sayesinde, arazi tasarrufu sağlanarak, biyolojik çeşitlilik kaybının oranını yüzde 40 oranında azaltma ve 2050 yılına kadar 2 ila 4 gigaton karbon tasarrufu sağlama potansiyeli bulundu.

Lake, “Binlerce insan New York İklim Haftası'nda bir araya gelirken, bitki bazlı gıda sisteminin geliştirilmesi konuşulmuyor,” dedi. "Ancak veriler net - bitki bazlı gıda sistemi, gezegenin, insan sağlığının ve hayvanların sağlığını karşılıklı olarak garanti altına almanın tek yolu."

Bu geçişi sağlamak için, finansmana ve ilgili diğer kaynaklardan gelen yatırımlara ihtiyaç var. Bu çalışma, gıda üretiminin hem yurt içinde hem de yurt dışında en büyük krizlere neden olduğunu ortaya koydu. 

Oxford Üniversitesi Çevresel Değişim Enstitüsü Gıda Sistemleri Dönüşüm Grubu ve York Üniversitesi İşletme ve Toplum Okulu tarafından hazırlanan İklim Değişikliğinin Birleşik Krallık Gıda Sistemi Üzerindeki Etkisi raporu, tedarik zinciri esnekliğindeki değişkenliğin artması nedeniyle yakın vadede gıda ürünlerinde fiyat artışları yaşanabileceği uyarısında bulundu.

Raporda ayrıca dağıtım, depolama, işleme ve perakende satış yerleri gibi gıda sistemi altyapısının nasıl artan iklim etkileri riski altında olduğu da açıklandı. 

Raporda, "Dünya iklim değişikliği politika ortamı, adaptasyon, net sıfır, gıda ve çevresel arazi yönetimi planlarında birbiriyle bağlantılı çok sayıda programla giderek daha karmaşık hale geldi. Bir araya getirildiğinde, tüm politikalar iddialıdır ve gıda sistemi için dönüşüm olumlu yönde olmalıdır, ancak yakından yapılan geçiş maliyetleri ve özellikle gıda üretimi, işleme ve tüketimindeki paydaşlar için olumsuz deneyimler ortaya çıkabilir." ifadesi yer aldı.



Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)